Partisinin il başkanlığının Kent Park'ta düzenlediği iftar programına katılan Kamalak, burada yaptığı konuşmada, Milli Görüş'ün tevhit temeline dayanan, adaleti ve kardeşliği esas alan bir sistem olduğunu söyledi.

Milli Görüşçülerin her şeyden önce kendilerini aziz Türk milletine adayan dava insanları olduğunu belirten Kamalak, ''Türkiyemizi yaşanabilir bir ülke haline getirmek istiyorlar. Hedefimizde yeniden büyük Türkiye var. 3. olarak İslam Birliği'ni tesis etmek var. 4. basamakta yeni bir dünya, herkesin insan haklarına sahip olduğu, insanca yaşayabileceği yeni bir dünya inşa etmektir'' diye konuştu.

Kamalak, İslam aleminin darmadağınık ve son derece perişan bir halde olduğunu ifade ederek, 60'ı aşkın İslam ülkesinin savunma gücünün dışarıdan gelecek saldırıları engelleyecek güçte olmadığını öne sürdü.

60'ı aşkın İslam ülkesinin birbirlerine ya da halklarını bastırmak için asker beslediğini öne süren Kamalak, şöyle konuştu:

''Dışarıdan gelecek saldırıya güçleri yetmediği için ya birbirlerine karşı tavır koyuyorlar veya kendi öz milletlerine karşı... İslam dünyasında bir takım görüş farklılıkları olacaktır, mezhep ayrılıkları olacaktır ama ne olursa olsun Alevisi, Sünnisi, Caferisi, Şiasıyla hepimiz Müslümanız, hepimiz bir Allah'ın kullarıyız. Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır. Mazlumlar ayağa kalkmadıkça zalimler diz çökmez. Zalimlere diz çöktürebilmek için İslam alemini bir araya getirmeye mecburuz.

Türkiye'nin öncülüğünde, Milli Görüş'ün liderliğinde bir araya gelip güçlü bir halka oluşturduklarında, sağlam bir zincirin halkalarını oluşturduklarında hiç şüphesiz ki dünyada bir barış zinciri oluşacaktır. Diyoruz ki 'önce bu barış zincirini, barış halkalarını oluşturalım, sonra da birbirlerine karşı mücadele eden askerlerimizi bir araya getirip İslam Barış Gücü'nü kuralım. Gerçek çare İslam aleminin kurtuluşu için istikamete giden yol bu yol değil mi? 6 asır boyunca ecdadımız, dedelerimiz İslam alemine öncülük etmiş değiller mi?''

-AK Parti ile görüş farklılıkları-

Kamalak, AK Parti'den farklı görüşleri savunduklarını belirterek, ''Kardeş olmak problemi çözmüyor. Habil ile Kabil de kardeşti. Öbür taraftan aynı hocanın öğrencileri olmak da meseleyi halletmiyor. Öğretmen kardeşlerimiz bilirler. Bir sınıfta sıfırlık öğrenci olabileceği gibi yüzlük öğrenci de olur. Dolayısıyla aynı hocadan ders almak da problemi çözmüyor. Bu konuyla ilgili olarak merhum hocamız bizzat cevabı kendileri vermişti. 'Demek ki bu öğrencilerimiz biz ders anlatırken arka kapıdan kaçıp dışarıda top koşturan öğrencilerimiz' diyordu' şeklinde konuştu.

İktidar sahipleri ve onlara destek verenler arasında yol ve yön farkı bulunduğunu anlatan Kamalak, sözlerini şöyle tamamladı:

''Bu kardeşlerimiz 'Avrupa Birliği (AB)' diyor. Biz ise 'hayır' diyoruz. Durun kalabalıklar, o cadde çıkmaz sokak. Peki çıkar yol? İslam Birliği'dir. 'Doğuya yönelin' diyoruz, güneş doğudan doğar, ışık doğudan gelir. İkinci olarak, aramızda amaç farkı vardır. Bu kardeşlerimiz Türkiyemizi Fatihlerin, Yavuzların, Kanunilerin torunlarını AB'ye, yani 'Hristiyan Kulübü'ne', daha açık ifadesiyle Haçlı Birliği'ne girdirmek istiyorlar. Biz ise 'hayır' diyoruz. Bu milletin yeri şanlı tarihinde olduğu gibi, İslam Birliği'dir.

O kardeşlerimiz 'Hristiyan Kulübü'ne' dahil edebilmek için AB Bakanlığı'nı kurmuşlardır. Biz ise bu millet İslam alemine öncülük yapsın diye D-8'leri kurduk. Üçüncü farkımız, zihniyet farkıdır. Bu kardeşlerimiz Batı ne diyorsa ona 'evet' diyor ve 'kabul' diyor. Biz ise 'hayır' diyoruz, halk ne diyorsa o doğrudur. Misalen Sayın Başbakanın, Sayın Cumhurbaşkanının ve  Sayın AK Partili milletvekillerinin zinaya sıcak bakacağını düşünemiyorum ama zinayı suç olmaktan çıkaran kim? 'Türkiye genelinde yaptığınız yanlıştır, zina suç sayılmalıdır' diyerek imza kampanyasını başlatan kim? Milli Görüş...

4. fark bu kardeşlerimiz, iktidar sahipleri işbirlikçidir. Kapitalistlerle, küresel emperyalistlerle kol koladırlar.''

Kamalak, gazetecilerin Başbakan Erdoğan'ın HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'a götürdüğü bütünleşme teklifine ilişkin sorusunu, ''Bütün kardeşlerimize hem gönlümüz hem kollarımız sonuna kadar açıktır. Numan Bey hiçbir zaman Milli Görüşçü olmadı. Milli Görüş'ü alıp oraya yamayacaktı. AK Parti'ye götürecekti, gönlü oradaydı kendisinin ama Cenab-ı Allah bu fırsatı vermedi ona. Bütün kardeşlerimize kollarımız sonuna kadar açık'' şeklinde cevapladı.