Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Suriye'de meydana gelen gelişmeleri üzüntü ve endişe ile izlediklerini belirterek, ''Suriye'deki problemi Müslüman ülkelerin kendileri çözmelidir. Yeter ki bu problemi, çözmek için samimiyetle ele alsınlar'' dedi.

Saadet Partisi tarafından Ankara'da bir otelde ''İslam Ülkeleri Büyükelçileri İftar Programı'' düzenlendi.

Programa Mustafa Kamalak ile Afganistan, Azerbaycan, İran, Pakistan, Sudan, Tunus, Türkmenistan, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri büyükelçilerinin yanı sıra bazı İslam ülkelerinin de büyükelçilik müsteşarları katıldı.

İftar sonrası konuşan Kamalak, Ramazan ayının, yardımlaşmanın arttığı bir ay olması gerektiğini ifade ederek, kargaşaların durdurulması için sağduyu ile hareket edilmesi ve yardım elinin uzatılmasının zorunlu olduğunu kaydetti.

Dünyanın hem ekonomik hem de siyasi yönden kaosa sürüklendiğini belirterek Kamalak, ufak tefek görüş ayrılıkları olsa da Müslümanların kardeş olduğunu bildirdi.

Kamalak, ''İslam alemi parça parça olduğu için dışa karşı bir varlık gösteremiyor. Halbuki dünyanın en genç ve dinamik nüfusu İslam alemindedir. Dünyanın en zengin petrol yatakları da İslam coğrafyasındadır. Bu durumda Müslümanlar Cenab-ı Allah'ın kendilerine bahşettiği imkanları birleştirseler muazzam bir güç oluştururlar'' diye konuştu.

Suriye'deki gelişmeleri üzüntü ve endişe ile izlediklerini bildiren Kamalak, ''Suriye'deki problemi Müslüman ülkelerin kendileri çözmelidir. Müslümanlar bu güce sahiptir. Yeter ki bu problemi, çözmek için samimiyetle ele alsınlar. Müslümanlar, emperyalist batılıların İslam topraklarına ayak basmasına müsaade etmemelidir. Kısacası Müslümanlar, düşmanlarından medet ummamalıdırlar'' dedi.

-''Müslüman yöneticiler adil olsunlar''-

Arap Baharı adı altındaki gelişmeleri yakından izlediklerini ve desteklediklerini söyleyen Kamalak, ''Arap Baharı'nın 'İslam kışına' dönüşmemesi için hem çaba sarf ediyor hem de dua ediyoruz'' ifadelerini kullandı.

Kamalak, Müslüman yöneticilerin adil olması ve Allah'ın kullarına tanıdığı hakları, halkın elinden almaması gerektiğini dile getirerek, ''Aksi halde kendi acıklı hatta feci sonlarını bizzat kendi elleriyle hazırlamış olurlar. Bu bağlamda İran Şahı'nı, Saddam'ı ve Kaddafi'yi hatırlatayım'' diye konuştu.