KORONAVİRÜS Korkusunu Yenmek İçin 10 Öneri

KORONAVİRÜS Korkusunu Yenmek İçin 10 Öneri

Koronavirüse yakalanma endişesi son zamanlarda neredeyse herkesin yaşadığı ortak bir ruhsal sorun haline geldi.

Koronavirüse yakalanma endişesi son zamanlarda neredeyse herkesin yaşadığı ortak bir ruhsal sorun haline geldi. Koronafobi olarak da anılmaya başlayan bu yeni durum, ruh sağlığımızı ve buna paralel olarak çevremizle olan ilişkilerimizi de olumsuz yönde etkileyebiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uz. Psi. Arzu Beyribey, koronavirüse yakalanma korkusunun psikoloji üzerindeki etkileri ve korunma yolları hakkında bilgi verdi.
Uzayan izolasyon süresi engellenmişlik hissini tetikliyor
Gelişen ve yaygınlaşan teknoloji sayesinde ülkeler arası sınırların ortadan kalkmasıyla, salgın hastalıkların dünya çapında hızla yayılabilmesi, koronavirüsün bir anda ekonomi, küresel ısınma, politika, deprem gibi çok önemli konuları dahi geri planda bırakmasına neden olmuş durumdadır. Ülkelerdeki vaka sayılarından, vefat oranlarına, aşı ve ilaç çalışmalarından virüsün mutasyona uğrayıp uğramadığına dair birçok haberle medya aracılığıyla gün boyu iç içe olan bireylerin psikolojisinde bir noktadan sonra olumsuz reaksiyonlar görülebilmektedir. İnsanların genelde “benim başıma gelmez” düşüncesi ile hazır olmadıkları bir anda yakalandıkları koronavirüs hastalığı,hem kişinin hem de ailesinin hayatını büyük oranda değişime uğratmaktadır. Kişilerin bazen geç fark ettiği izolasyonun yarattığı psikolojik etkilerin üzerinde durmak, bu manada da yararlı olmaktadır. Bireyin, özgürlüğünden mahrum kalacak şekilde, yapmak istediklerini yapamadığına dair duyguları, kendisinde engellenmişlik hissi ve sonrasında da agresyon yaratabilmektedir.

Güven hissinin oluşması için gereken önlemler alınmalı
Kişilerin zaten var olan belirsizlik ortamında, zaman içinde işlerini hatta sevdiklerini kaybetme riskine dair oluşan korkularına, bir de yaşam düzeninin tamamen değişmesi eklendiğinde olumsuz hisler daha da artmaktadır. Asabiyet, tahammülsüzlük, bunaltı ile birlikte oluşan iletişim sorunlarını,anksiyete, depresyon gibi rahatsızlıklar takip edebilmektedir. Her şeyden önce, her konuda olduğu gibi –kadercilik- anlayışından ziyade,toplumların karşılarına çıkabilecek olan her türlü felakete hazırlıklı olmaya çalışması ve doğru bilgilendirilmesi, önlemlerin önceden alınmasına yardım sağlamaktadır. Kişiler bu şekilde kendilerini güvende hissettiklerinde, üzerlerindeki baskı ve stres de azalmaktadır. Bu tür maddi hazırlık dışında, dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise, insan psikolojisinin küresel salgını anlayarak,bertaraf etme konusunda ne kadar etkili bir araç olduğunun farkına varılmasıdır. Bireyin böyle zor bir dönemde, kendini yalnız hissetmeden,sevdikleriyle birbirlerini destekledikleri, özveride bulundukları her çabanın olumlu katkısı olduğu açıktır. Kendimize yeni bir yaşam rutini oluşturmaya çalışırken, değişimlere uyum sağlama kapasitesinin artırılması stres düzeyinin de azalmasına imkan verecektir.
Koronavirüse yakalanma endişesi ile ilgili bu önerileri dikkate alın
1-Sosyal medya takip düzeyi ailecek kısıtlanmalı ve süreç sadece güvenilir kaynaklardan takip edilmeli
2-Ev içinde, özellikle aile fertleriyle geçirilecek kaliteli/eğlenceli zamanlar, ortak alınacak kararlar doğrultusunda,aile bilinci ve bütünlüğü sağlanmalı,
3-Hisler, yakın hissedilen ve güvenilen eş, dost, akrabalar ile paylaşılmalı, dertleşmekten çekinilmemeli
4-Aynı ortamda uzun süre bulunmanın getirdiği plansızlık, düzensizlik karmaşasına kapılmadan, bir uyku/yemek/sohbet rutini oluşturulmalı,
5-Uzun zamandır vakit bulunamadığı, evde olunamadığı için yapılamayan aktiviteler hatırlanmalı, pandeminin avantajlı tarafları da fark edilmeli(Bu tutum, kişiyi ileride olabilecek farklı sorunlar için de olumlu bir bakış açısına odaklanmaya alıştıracaktır.)
6-Kişi kendisine mutlaka özel zaman ayırarak, keyif aldığı şeyleri kendi mutluluğunu da düşünerek yapmaya özen göstermeli
7-Bireyler diğer insanlarının ya da aile üyelerinin de sıkıntılarına empati yaparak, onlara destek olmaya çalışmalı
8-Özellikle çocukların yanında, onları kaygıya sevk edecek tutum, konuşma ve bilgi kirliliği akışından uzak durulmasına dikkat edilmeli,
9-Sosyal izolasyona dikkat edilmeli ancak çevre ile iletişim koparılmamalıdır.
10-Gerekli görüldüğünde izolasyon sürecinde de online terapi gibi desteklerden faydalanılabileceği unutulmamalıdır. Bu sayede stres düzeyi azaltılıp, bireysel huzur ile birlikte, aile içi iletişim de daha sağlıklı şekilde yürütülebilmektedir.


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.