PKK'ya yardım müttefiklerden mi gidiyor?
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek dost ülkelerin terör örgütüne yardımlarına sitem etti
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye'nin terör sorununun milli bir mesele olduğunu belirterek, "Terör hükümet sorunu değil. Terör partiler üstü bir meseledir. Ben terör konusunda yüreği yanmış bir insanım. Teröre herkesin kendi bulunduğu noktadan bakıyor. Ama bu belayı iyi tanımamız lazım. Dünyada 50'ye yakın terör örgütü var, en fazla dış destek gören örgüt PKK'dır. Bu bazen yanıbaşımızdakidir. Bu destek bazen aynı safta olduğumuz, ittifak olduğumuz ülkelerden gitmektedir" dedi.
4 Eylül Sivas Kongresi'nin 93'üncü yıldönümü kutlamalarına katılmak üzere Sivas'a gelen TBMM Başkanı Cemil Çiçek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) tarafından ilin vergi rekortmenlerinin ödüllendirilmesi ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nin Sivas'ta açacağı fakültenin imza törenine katıldı. Törende ayrıca BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, il protokolü ve STSO üyeleri de yer aldı. Protokol konuşmalarından sonra kürsüye gelen TBMM Başkanı Cemil Çiçek, konuşmasına 4 Eylül tarihinin ve Sivas Kongresi'nin devlet ve siyasi hayattaki önemine değinerek başladı. Türkiye'nin Suudi Arabistan, Katar gibi petrol ve doğalgaz geliri olmadığını belirten Çiçek, "Biz çalışarak üreterek, kazanarak ülkeyi bir yere getirmeye mecburuz. Esas itibariyle 93 yıl önce bugünkünden bin misli zorluklar vardı. O zorlukları aşarak geldik ve bağımsızlığımızı kazandık. Bugün dünyanın sayılı ülkelerinden biri haline geldik. Ülkemizin bu aşamaya gelmesinde özel sektörün çabası, odalar birliğinin takdirle karşılanacak çabaları var. Bir siyaset adamı olarak büyük bir memnuniyetle katıldığım törenler arasında bunlar geliyor. Sizin verdiğimiz vergilerle Türkiye bir aşamaya geliyor" dedi.
'TERÖRDEN YÜREĞİ YANMIŞ BİRİYİM
Bu tür törenleri belli acılara rağmen yaptıklarını belirten TBMM Başkanı Çicek, Terörün Türkiye'nin önündeki en önemli mesele olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Bir siyaset adamı olmanın ötesinde, yakınlarını hem PKK, hem ASALA terörüne vermiş bir aileden geliyorum. Normalde meclis başkanı seçildiğinde teşekkür konuşması yapar, genel kurulda tebrikleri kabul eder, geçici başkandan görevi devralmak üzere başkanlık kısmına geçer. Ben mecliste başkan seçildiğim 4 Temmuz günü, teşekkür konuşmasından sonra koşa koşa Kocatepe camiindeki bir şehidin cenazesine gittim. Ben terör konusunda yüreği yanmış bir insanım. Beni herkesin böyle anlaması lazım. Türkiye bir yere gelecekse bu belayı defetmesi lazım. Teröre herkesin kendi bulunduğu noktadan bakıyor. Ama bu belayı da iyi tanımamız lazım. Gözü görmeyenlerin dili algıladığı gibi. Kimi hortumundan algılıyor, kimi bacaklarından anlıyor. Kimisi hortum diyor kimisi sütun diyor. Alenen 93 yıl evvel burada olduğu gibi bu işin karşısında hep beraber kurtulabilirsek Türkiye'yi terörün üstesinden gelebilir. Bunun altını çizelim. 1071'den bu yana, Anadoluya ayak bastığımız günden cumhuriyet dönemine kadar bu coğrafyada üst üste 25 yıl barış dönemi yaşanmamıştır. Mutlaka güney, doğu, batı cephesinde savaş çıkmıştır. En uzun süre barış dönemi yaşadığımız dönem cumhuriyet dönemi olmuştur. Cephe savaşları yerine bugün insanlığın belası, çağın vebası olarak kabul edilen terör ile dünya karşı karşıya, bunların en acımasızı ile Türkiye karşı karşıya."
'TERÖR HÜKÜMET SORUNU DEĞİL'
Çiçek, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir terör sorunu olduğunu, ama bunu iyi ayırmak gerektiğini belirterek konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu bir hükümet sorunu değil. Hiçbir hükümete mazeret çıkarmak için söylemiyorum. Çünkü 30 yıldır var. Sağ, sol, merkezi iktidarlar oldu. Tek parti ve koalisyon dönemleri oldu, ama gündemden terör kalkmadı. Zaman zaman gündemden düşmüş gibi göründü, ama onlar hazırlık dönemleriydi. Terör devlet sorunudur. Terör bir milli meseledir. Aynı Kıbrıs gibi. Böyle bakmadıkça birbirimizi suçlamanın ötesinde adım kat edemeyiz. Terör partiler üstü bir meseledir. Zannedilmesin ki falanca parti gelirse dağdaki silah bırakacak, filancalar geldi biz vaçgeçtik. Böyle bişey yok. Bu partiler üstü bir mesele. Partiler arası mücadele edeceğimiz bir çok mesele var. Her parti birbirine bir şeyler söyleyebilir. Ama teröre farklı bakmak lazım. Bir mevsimlik mücadele değildir. Yazın yapılan kışın devrden çıkan mesele değil. Bu coğrafyada yaşadığımız sürece, şu ad altında bu ad altında Türkiye'yi geri bırakmak, sıkıntıya sokmak için 93 yıl evvel müstevliler nasıl doğudan batıdan Türkiye'yi sıkıntıya sokmuşsa ve biz bunların üstesinden bir ve beraber olarak bunların üstesinden gelmişsek bugün terör de uluslararası nitelikte bir beladır. Şunu iddia ediyorum. Dünyada 50'ye yakın terör örgütü var, en fazla dış destek gören örgüt PKK'dır. Bu bazen yanıbaşımızdakidir. Bu destek bazen aynı safta olduğumuz, ittifak olduğumuz ülkelerden gitmektedir. Deniyor ki kim bu ülkeler. 30 yıl sonra halen bunu anlamayıp tanımlayamadıysak o zaman bu dökülen kanlar niye. Türkiye Cumhuriyet devletinin uğraştığı 3-5 bin terörist değil. Planlamalara bakarsanız, programlarına, eylem tarzlarına, düzenekleri, alet edavatlarına baktığınızda, 16-17 yaşında dağa çıkan okur yazarlığı bile zar zor olan insanların yaptığı planlama değil, yüksek düzeyde kurmayların planlamasıdır. Bunu anlayamazsak birbirimizle uğraşır dururuz. Terörün had cinsinden çözümü yok. Yani şu tedbiri alacaksın bitecek. Böyle bir şey dünyada yok. Dünya bir terör tecrübesini yaşadı. En acısını biz yaşadık. İnsanlığın ortak tecrübesi var terör konusunda."
'BİRLİK BERABERLİK VURGUSU'
Terör sorununun çözümü için yapılacakların belli olduğunu, bunun da ancak birlik ve bareberlikten geçtiğini belirten Çiçek sözlerine şöyle bitirdi: "Yapılması gereken iş, hepimizin sık sık vurgu yaptığı ama arkasına pekte doğru örnekler koyamadığımız birlik ve beraberliğimizdir, Birlik beraberlik bu ülkeye oksijenden daha büyük ihtiyaçtır. Nasıl oksijensiz insan yaşayamazsa, bu coğrafyada geçmiş medeniyetlere bakın, 16-17 devlet kurduk diye övünüyoruz, neden yıkıldığına bakın. Tek çözüm var, o da bu ülkenin birlik ve beraberliğidir. İstiklal harbi böyle kazanıldı. Sivas Kongresi bunu ifade ediyor. Bize düşen, bu birlik beraberliğin arkasına en başta siyasetçiler olarak güzel örnek ve eserleri koymamız lazım. Aradan geçen bunca seneden sonra bu ülkenin birlik ve beraberliği için başka ülkeleri örnek vermek yerine kendi hayatımızdan, kendi siyaset ve devlet hayatımızdan örnekler vermemiz gerekir. Samimi inancımdır. Hayatın acı tarafları, olumlu tarafları var. İnişi var, yokuşu var. Bu acıları yaşıyoruz. Mümkün olsa da bu acılar en son olsa. Bunlar olacaktır çünkü bu coğrafyada Türkiye'nin gelişmesi birilerinin, bir çoğunun dengesini bozuyor. Biz geliştikçe, birilerinin ayaklarına basıyoruz. Bastıkça da onların başvurduğu en önemli enstrüman terördür. Bizim yapmamız gereken ise birlik ve beraberlik ile bu ülkeyi geliştirmek ve daha zengin ve güçlü kılmaktır. Uluslararası camiada zayıfa yer yok, gelen vurur giden vurur. Güçlü olmaya mecburiyet var. Devletin güçlü olması güçlü bir özel sektörden geçiyor. Devletin yapacağı işler sınırlı hale geldi. Benim yaptığım çağrının önünde arkasında bu var, başka bir şey yok."
ÇÖZÜMÜ KENDİMİZ BULMALIYIZ
Törene katılan ancak bir televizyon canlı yayın programı için ayrılıp tekrar dönen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise programın sonunda konuştu. Kılıçdaroğlu, öncelikle Sivas'a açılacak fakülte nedeni ile TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun kutlayarak, "Türkiye'nin kalkınmasının, dünyada söz sahibi olmasının bir tek yolu var. Dünya 21'inci yüzyılda farklı bir şeyi keşfetti. İnsan beyni dünyanın en önemli stratejik ürünüdür. İkinci konu vergi vermenin ne kadar önemli olduğunu, vergi verenlere plaketle belirlemeye çalışıyoruz. Verginin ne kadar önemli olduğunu toplumun kabulü gerekir. Bütün politikalacılara düşen görev kayıt dışı geliri kontrol altına almak, vergi verenleri başımızın üstünde tutmak" dedi.
Terör konusunda ABD'nin çare üretmediği söylemlerine değinen Kılıçdaroğlu, Sivas Kongresi döneminde de manda taleplerinin geldiğini, ama o tarihte bu kabul edilmeyerek Türkiye'nin bağımsızlığının tarihinin yazıldığını ve hiçbir ülkeyle ulusa ödün verilmediğini belirterek, "Biz çözümü başka şekilde, kendi özgür irademizle yaratmalıyız. 4 Eylül 2012'de başka bir yerden çözüm beklemek kendi tarihimize yakışmaz. Dedelerimize yakışmaz. Kendi irademizle bu çözümü bulmak zorundayız" diye konuştu.
Cumhuriyet Tarihi'nden 1950'li yıllara kadar yapılan sanayi ve ekonomi hamlelerinden bahseden, Türkiye'nin kendi uçağı ve denizaltısını üretmek için fabrikalar durduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, daha sonra dış sermayelere bel bağlayarak bu değerlerin kaybedildiğini ifade etti. Elin parasıyla, sıcak parayla güçlü Türkiye olamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, güçlü Türkiye'nin ancak üretim ve istihdamdan geçeceğinin altını çizdi.
KISIR KAVGANIN ÖNÜNE ÇIKALIM
5 yaşındaki çocukların bu yıl okula gönderileceğini, bu uygulamanın yanlış olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"O çocuklara yazık değil mi. Sayın başbakandan istirham ediyorum. Bu uygulamayı 1 yıl ertelesinler. Oturup tartışalım. Üniversite, bir tek eğitim fakültesi, bir tek pedagog bu uygulama ya doğru diyor mu. Biri doğru desin söylediklerimizin hepsini geri alalım. Bunlar bizim çocuklarımız. Eğitim çok önemli. Bütün ülkeler için eğitim stratejik alan. Bu çocukları nasıl eğiteceksiniz. Hangi bilgileri vereceksiniz. Hangi donanımları alacak. Bu konu sıcak siyaset konusu değil. Bu bir milli politika olmalıdır. Adı Milli Eğitim Bakanlığıdır. Eğitim önemli bir alandır. Hükümet programında, kalkınma planında yok. Ne yazıkki kanun teklifi verenlerin hiç birisi eğitimci değil. İktidarı eleştirmek için değil, bu ülkenin geleceği için söylüyorum. Bunu yapabilirsek, dinamik bir nüfusumuz var. Mukayese üstünlüğü var. Bizdeki genç başka ülkede yok. Bu kadar dinamik, başarıya susamış insan potansiyelimiz var. Kısır kavgaların ötesine çıkmamız gerekir. Birbirimizi anlamıyoruz. Algılarla hareket ediyoruz. Bu algıları yıkmak zorundayız. Dünyaya saydam bir pencereden bakmak zorundayız. Birbirimize karşı duvarlar örüyoruz. Tamamını bizler örmüyoruz. Birileri örüyor."
Törende konuşan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ise, dünyadaki eknomik krizlerin bir çok ülkeyi olumsuz etkilemesine rağmen Türkiye'nin bu kasırgaya karşı derenen ülkelerin başında geldiğini, kendi dönemlerinde Enflasyon canavarı deyiminirn artık kullanılmaz hale geldiğini vurguladı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yeni bir Anayasa için çalışma beklediklerini, Türkiye'nin 2023 yılında Türk özel sektörünün katkısıyla dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına gireceğine inandığını dile getirdi. Törende BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de bir konuşma yaptı.
ÖDÜLLER VERİLDİ
Konuşmaların ardından ilde kişi ve kurumlar kategorilerinde vergi rekortmenleri olanlara ödülleri TBMM Başkanı Çiçek, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve Milli Savunma Bakanı Yılmaz tarafından verildi. Ardından TOBB ETÜ üniversitesinin Sivas'ta açacağı fakültenin protokolü imzalandı. Ödül töreninin ardından TBMM Meclis Başkanı Cemil Çiçek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, özel uçakla Ankara'ya hareket etti
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.