Başbakan Yardımcısı Ali Babacan 2008 başlayan krizin henüz bitmediğini söyledi. Babacan Avrupa Birliği ükelerinde oluşacak enkonomik bir çöküşün hem dünyayı hem de Türkiye’yi olumsuz yönde etkileyeceğine dikkat çekti. Babacan Avrupa’daki ekonomik bir çöküşle ilgili, "Bunun Türkiye'ye belli ölçülerde yansımaları olabilir. Bizim şu anki hazırlıklarımız olası problemlere karşı Türkiye'yi azami şekilde nasıl koruruz. Avrupa'daki problemlerin Türkiye üzerindeki etkisini nasıl minimumda tutarız? diye çaba gösteriyoruz" dedi.
Partisinin Erzurum il başkanlığı tarafından düzenlenen iftar yemeğine katılmadan önce Erzurum Sanayi ve Ticaret Odası (ETSO)’da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile birlikte bir araya gelen Babacan, burada yaptığı konuşmada İspanya’da bankalara borçlanmanın gayri safi milli hasılanın yüzde 80’i kadar olduğunu, bu oranın Türkiye’de yüzde 15 civarında gerçekleştiğini belirtti. Babacan, “Borçlanma ve borçla tüketimin her geçen gün biraz daha artıyor. Borç yiyen kesesinden yer. Borçlanarak büyüme, gelir memleketi vurur” diye konuştu.
Avrupa’da ciddi ekonomik problemler yaşanırken Türkiye’nin doğusunda Suriye’de bir insanlık sorunu yaşandığı bilgisini de veren Babacan, burada ölenlerin sayısının 20 bine ulaştığını hatırlattı. Irak’da henüz bir istikrarın sağlanmadığını kaydeden Başbakan Yardımcısı Babacan, İran’da nükleer enerji kullanımına dönük sıkıntılar olduğu sözlerine ekledi.
Babacan, “Özellikle Batı'da kaygılar var, kaygıların getirdiği pek çok ticari, askeri yaptırımlar var. Bu da İran ile ilgili sıkıntıları had safhaya taşımış durumda. Böyle bir dış konjonktürde Türkiye ekonomisi şimdiye kadar ciddi bir problemle karşı karşıya kalmadı. Bugüne kadar makul büyüme oranlarıyla ve istihdam da sağlayarak Türkiye'de toplam istihdam miktarını da artırarak bugüne kadar gelmiş bulunmaktayız. 2009 krizinden bu yana Türkiye'nin izlediği çizgi pek çok Avrupa ülkesinden farklı. Avrupa ülkeleri o kriz döneminde, 2008-2009'da krizden çıkmak için ne yapmaya çalıştılarsa biz Türkiye'de tam tersini yaptık. Onların izlediği yolun tam tersini izledik” şeklinde konuştu.
Türkiye'deki güven ortamının krizin etkilerini minimumda tutmakta önemli bir faktör olduğunu belirten Babacan, “Tabi bunun yanında izlemekte olduğumuz ekonomik politikaları finansal istikrarla ilgili almış olduğumuz tedbirler de Türkiye'nin bu kriz döneminde hem yüksek büyüme oranlarını yakalamasını sağladı hem de işsizliği düşürmesini ve istihdamı oluşturmasını sağladı" dedi. Babacan, 2012 yılı sonu itibarıyla Türkiye için yüzde 4 büyüme beklediklerini söyledi. Bunun Avrupa Birliği ülkelerindeki en yüksek büyüme oranlarının çok üstünde olduğunu kaydetti.
Erzurum’da sanayinin gelişmesinin gerektiğine vurgu yapan Babacan, hizmet sektörünün de göz ardı edilmemesi önerisinde bulundu. Erzurum’daki spor tesislerinin yüksek kalitede olduğuna belirten Babacan, bunlardan en iyi şekilde verim alınmasının gerekliliğine dikkat çekti. 800-900 yıllık ibadethanelerin hala dimdik ayakta olduğunu, ibadete açık olduğunu söyleyen Babacan, bunun turizm için ayırt edici bir özelik olarak algılandığını dile getirdi. Babacan kış turizmi konusunda ise Erzurum’un çok iyi konumda olduğunu sözlerine ekledi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise sağlık alanında yaşanan gelişmelerin arkasında yatan nedenlere eğildi. Akdağ, "Hükümetlerimizin istikrarı olmasaydı ve ekonomimiz böylesine iyiye gitmeseydi biz bu dönüşümü asla gerçekleştiremezdik. Sağlık için harcadığımız para bundan 9 sene öncesine göre 3 misli. Türkiye de 3 misli büyüdü. Bu istikrarla birlikte milletin güveni ve ekonominin iyiye gidişi çok önemli" dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Erzurum İl Başkanlığı tarafından düzenlenen iftar yemeğine de katılan Babacan ve Akdağ, burada yaklaşık bin 500 kişiyle birlikte orucunu açtı. Babacan ve Akdağ, iftar programı sonrası ise Solakzade Camii’nde teravih namazını kıldı.