BELEDİYELER YASASI VE EREĞLİ’MİZ -I
Ereğli Gündemi sıkça değişse de değişmeyen tek şey işsizlik ve hızla artan göç. Bu sorunlara çare bulmak için Ereğli’nin bütün önderleri el birliği yapmalıdır. Yoksa bu sorunu ne tek bir parti ne bir belediye başkanı ne de bir milletvekili çözebilir. Geçen hafta Ereğli Protokol üyeleri, Oda Başkanları, Kaymakam ve AK Parti Konya Milletvekili Cem ZORLU Beyin katılımı ile Ereğli’nin sorunlarını konuşmak için bir araya geldiler. Bir bakıma Kent Konseyi olarak da niteleyebileceğimiz bu toplantı eğer düzenli hale getirilebilirse Ereğli kazanır. Çünkü sorunların hep birlikte serbest bir kürsüde tartışılması, ortak değeri Ereğli olan herkesin katkısını gündeme getirir. Bu sayede siyasilerin göremediği konu ve sorunlar fikir alışverişi ile çözüme kavuşabilir. Bu toplantılara siyasi partilerin temsilcilerinin de katılması doğru olacaktır. Hatta genişletilerek muhtarlar da dâhil edilebilir. Bu toplantı belli aralıklarla konu belirlenerek de yapılabilir. Hepimizin amacı Ereğli’nin sorunlarına çare bulmak ise bu toplantı hep yapılır hâle gelsin. İlk toplantıda Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Enver BOZKURT’un Ereğli’deki üniversitenin öğrencilerinin az olmasını sorgulaması ve bunun artırılmasına dair her türlü desteği vereceğini söylemesi takdir edilecek bir durumdur. Tüm yetkililer üniversiteye dair durumu sorgularsa gerçekler de ortaya çıkmış olur. Ereğli adına tüm yetkililerin Kapalı Sulama Sisteminin çözümü için de görüşlerini dile getirmesi gereklidir. Ereğli halkı hiçbir siyasi görüşe bağlı kalmadan, kimseyi suçlamadan sorunlarını tartışabilmelidir. Örneğin Ereğli’ye yatırım için çalışan Türk Hava Kurumu Üniversitesine Fatih Cami yanındaki dükkânları eğitim için gösteren zihniyet Ereğli’ye iyilik mi yapmıştır? Yoksa kibarca Ereğli ve Ereğli halkının ayağına gelen ekmek teknesi itelenerek Ereğli’mizin ekmeğiyle mi oynanmak istenmiştir? Ereğli halkı doğru ile yanlışı ayırabilecek sağduyuya dün olduğu gibi bugün de sahiptir. Ereğli’mizin gelişmesinin önünü tıkayanlara asla fırsat vermeyecektir.
Ereğli Belediyesinin üst yapı çalışmalarına dair bazı eleştirilerimi de sunmak istiyorum. Şehirde çoğu yerde yapılan asfaltlamaların boşa gideceğini ve Ereğli insanının milyonlarca lirasının çöpe atıldığını üzülerek söylemek isterim. Çünkü Ereğli’nin su şebekesi ömrünü tamamlamış ve biran önce değiştirilmesi gerekiyor. Bu asfaltların ve kumların döküldüğü yollar gelecekte kazılmak durumunda kalacak ve bizlerde cebimizden iki defa para ödemiş olacağız. İçme suyunun geçtiği alt yapıda suya sızmalar oluşmuş ve bazı mahallelerde su borularında küflenmeler yaşanmış. Acilen su tesisatını değiştirmesi gerekmektedir. Ayrıca sırf bu su boruları yüzünden suya bağlı hastalanmaların da arttığı bilgisi tarafımıza ulaştırılmıştır. Su tesisatının ömrünü tamamlamasına bağlı sızıntı sebebiyle fazladan su parası ödemeye de devam ediyoruz. Çünkü bu sızıntı atık su parası olarak faturalarınıza yansıtılıyor. Ereğli halkımıza alt yapı sorunlarını anlatarak işe başlamalı ve Ereğli’nin ömrünü tamamlamış alt yapı sorunlarına kaynak ayrılmalıdır. Üst yapıyı yapmak kolaydır. Zor olana talip olmak ve halkın sağlıklı su içmesini olanaklı kılmak gerekir diye düşünüyorum. Sadece görüntüyü düzelterek kalıcı çözümler sunulamayacağını da vurgulamak isterim. Bu tür kalıcı olmayan geçici çözümler Ereğli’mize ayrılan kaynakları boş yere harcayarak ziyan etmekten başka bir anlam taşımamaktadır. Zira Ereğli’miz geçici olana değil kalıcı olana; aldatılmaya değil vefaya muhtaçtır. Bu hususta tüm Ereğli sevdalılarını hizmete, Ereğli’mize değer katmaya davet ediyorum.
Gelelim asıl konumuz olan Belediyeler Yasasına:
Belediyeler Yasası Ereğli’ye Ne Getiriyor?
Geçen günlerde son dönemin en kapsamlı yasalarından birisini hazırlanmasında katkıları olan Sayın Prof. Dr. Burhan AYKAÇ’ı dinledik. Belediyeler Yasasını genel hatlarıyla anlatmakla kalmadı aynı zamanda bu yasanın ülkemize yapacağı olumlu katkıları da örneklerle açıkladı. Bu yasa AK Partinin hazırladığı bir kitapçıkla da tüm ülkeye tanıtılmaya çalışılmaktadır. Halkımızın yasayı doğru biçimde anlaması hizmetlerde faydalanmasını da kolaylaştıracaktır. Yeni Yasanın özellikle kırsal kesimde yıllardır eksikliği duyulan hizmetlerin giderilmesi adına yapılmış büyük bir reform olduğunu söyleyebilirim. Bu yasa ile yerinden yönetim güçlenecek ve güçlü yerel yönetimlerin hizmetleri koordine etmesi sağlanacaktır. Bu yasanın tek amacı, kalkınmanın hızlandırılmasıdır. Bu yasanın hazırlanmasında İstanbul ve Kocaeli örnek iller olarak alınmış ve buralarda sağlanan başarı ve aksaklıklar yasanın şekillenmesinde etkili olmuştur. Yeni yasa ne gibi yenilikler getirmiştir:
Belediyeler Yasası ile İl Genel Meclisi kalkmış ve yerine Büyükşehir Belediye Meclisi oluşturulmuştur. Yeni Yasa ile 13 Büyükşehir kurulmuş ve eskiden var olan 16 büyükşehir ile sayı 29’a çıkmıştır. Yeni yasa ile kurulan 13 il belediyesi Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van olmuştur. Daha önceden Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun olmak üzere 16 büyükşehir belediyesi bulunmaktaydı.
Yapılan anketlere göre 29 Büyükşehirden 28 tanesinde AK Parti’nin yaptığı bu değişiklik olumlu karşılanmış ve yüksek oranda desteklenmektedir. Sadece Muğla’da destek oranı düşüktür. Bunun sebebi de Muğla’nın merkez nüfusu 60 bin civarındadır. Geri kalan 700 bin kişi ilçelerde yaşamaktadır. Muğla ile bağı az olan ilçe belediyeleri ve halkı turizm dolayısıyla yeterince hizmet aldıklarını düşündüklerinden Belediye Yasasına karşı mesafeli durmaktadırlar.
Bu yasayla Büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırları olarak değiştirilmiştir. Önceden sadece İstanbul ve Kocaeli büyükşehir belediyeleri için geçerli olan bu durum şimdi tüm büyükşehir belediyeleri için geçerli olmuştur. Ayrıca büyükşehir belediyesi içinde kalan ilçe belediyelerinin sınırları da ilçe mülki sınırları olarak değiştirilmiştir. TÜİK’in 2011 yılı Adrese Dayalı Nüfus Sayım sonuçlarına göre nüfusu 2.000’in altında olan belediyelerin tüzel kişilikleri ilk mahalli idareler genel seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılacak ve bu belediyeler köye dönüştürülecek. Bu belediyelerin personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçları il özel idaresine devredilecektir. Bu belediyelerde çalışan personel hiçbir hak kaybına uğramadan diğer kurum ve kuruluşlarda istihdam edilecektir.
Yeni Büyükşehir Yasası kamuoyunun gündemine geldiği andan itibaren muhalefet parti temsilcileri ve bazı medya mensupları başta olmak üzere niyet okumaya varan çeşitli iddialar ileri sürüldü. Çeşitli amaçlarla ileri sürülen bu iddiaların yanında gerçekten konuya vakıf olamamaktan kaynaklanan bazı tereddütler de yer alıyordu. Farklı medya mecraları ve gruplarınca da doğal olarak sürekli gündemde tutulan, kamuoyunu yönlendirmeye yönelik bu iddiaları ve yasanın henüz tam olarak bilinememesinden kaynaklanan tereddütleri başlıklar halinde ele alalım.
Büyükşehir Yasası Türkiye’yi federalizme mi götürüyor?
AK Parti hükümet olarak memleketimizin her köşesinin ve milletimizin her ferdinin hizmeti hak ettiğine inanmaktadır. Bu inançla hem insanımıza hizmet götürmeye gayret etmekte hem de imzalanan uluslararası anlaşmaların gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmeye azami özen göstermektedir. 2004 yılında çıkan 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nda İstanbul ve Kocaeli’nde belediye hizmetleri il mülki sınırlarına genişletilirken ve 2006 yılında Kalkınma Ajansları oluşturulurken de federalizm suçlamalarıyla karşılaşılmıştır. Oysa amaç her zaman olduğu gibi, hizmet siyaseti anlayışı gereği yalnızca hizmeti daha verimli ve daha kaliteli hale getirmektir.
Bilindiği gibi, nüfusun esas alındığı yeni düzenlemeye göre daha önce başarıyla hayata geçirilmiş İstanbul ve Kocaeli örneklerinde olduğu gibi, belediye hizmeti sınırları mülki idare sınırlarına genişletilmiş, nüfusu 750.000 üzeri her ilimiz büyükşehir yapılarak, insanımıza daha hızlı, kaliteli ve verimli hizmet sağlama imkânına kavuşturulmuştur. İstanbul ve Kocaeli nasıl federatif bir talepte bulunmamışsa hiçbir ilimizin de böyle bir talepte bulunmayacağı muhakkaktır. Korku ve vehimle hizmet üretilemez, dahası hizmetten hiç kimse yoksun bırakılamaz. Unutulmamalı ki, yeni yasal düzenlemeyle söz konusu olan yalnızca belediye hizmetidir. Bu durumun siyaseten görmezden gelinerek göz ardı edilmeye çalışılması kötü niyetli bir düşünce tarzıdır. Bu yasa hiçbir zaman etnik, dinsel ve bölgesel milliyetçilik yapmamayı amaç edinmiş bir yasadır.
Zira bu kanunla Merkezi İdare tarafından veya Valilik ve Kaymakamlıklarca yürütülen hizmetlerde kullanılan yetkilerden hiçbiri yerel yönetimlere devredilmiş değildir. Sadece mevcut yerel yönetim birimlerince kullanılan yetkiler ve yürütülen hizmetler, büyükşehir belediyesi veya ilçe belediyelerine devredilmektedir. Ayrıca valilikler bünyesinde oluşturulan Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığına hizmetlerin etkin ve verimli şekilde yürütülmesi için denetim ve performans değerlendirmesi görevleri verilmiş; hizmetlerin aksamaması için kapsamı ve kullanım şekli açıkça belirtilen yetkiler yeniden düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu yazı dizisinde şu sorulara cevap arayacağız:
Büyükşehir Belediyeleri merkezden uzak bölgelere ve ilçelere hizmet götürebilecek midir?
Büyükşehir Belediyesi sınırlarına dâhil olan köylerin durumu ne olacak?
Belediyeler Seçmene karşı sorumlu olacak mı?
İlçe Belediyelerine faydaları nelerdir?
Belediyelerde, köylerde veya diğer kapatılan kurumlarda çalışan personelin durumu ne olacaktır?