Miras, 28 Şubat sürecinde Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller arasında koltuk kavgası olduğunu, askerin de hükümete baskı yaptığını savundu.
Sincan tanklarından korktuk
Miras, “Cuma gününe kadar istifa gelmezse, pazar günü asker zili çalacak diye sözler sarfediliyordu. Tankların Sincan'da yürümesi üzerine asker ihtilal yapacak, millet perişan olacak diye korktuk” dedi. Bu işin mutlaka Meclis'te halledilmesi gerektiğini savunduklarını da anlatan Miras, “TOBB olarak, buna (darbeye) karşı çıktık. 5 sivil toplum örgütüyle bir araya geldik ve ihtilale karşı olduğumuzu, sorunun TBMM'de çözülmesi gerektiğini açıkladık. Bizi 5 kişilik çete olarak gören de var. 5'li çete olarak ne yaptık?” yanıtını verdi. Miras, AK Partili Feyzullah Kıyıklık'ın, “Refahyol Hükümet'i, yapılmaması gereken neyi yaptı?” sorusuna, “Sincan'daki Kudüs Gecesi ve Başbakanlık'taki tarikat iftarı” yanıtını verdi.
Örgütlere ne imtiyaz verildi
Dönemin Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu ise 4 Şubat 1997'de Hilton Oteli'nde düzenlenen toplantıya Tansu Çiller'in davet edildiğini, Türk-İş, DİSK, TOBB, TESK başkanları ile Ziraat Odaları Birliği Başkanı Faruk Yücel ile kendisinin de bu toplantıda yer aldığını söyledi. Uslu, toplantıda Çiller'in hükümeti bozmaya ikna edilmeye çalışıldığını ifade etti. Uslu “Burada bulunan o gün Çiller'i ikna etmek üzere bir araya gelmiş, hükümete muhtıra vermiş adeta felaket tellallığı noktasında ittifak etmiş bu 5 örgütün o günkü başkanlarına ya da kurumlarına o günkü hükümetler tarafından sağlanmış olan imtiyazlar var mıdır? Bunun açığa çıkarılması son derece önemlidir” dedi.
Bugün o brifingi vermezdim
Muharrem Kayhan da, 28 Şubat sürecinde Genelkurmay Başkanlığı'nda verdikleri brifingi askerlerin istediğini söyledi. Komisyon başkanı Nimet Baş'ın, “Ekonomiyle ilgisi olmayan kuvvet komutanlarının sizden (bir vergi kanunu tasarısına ilişkin) brifing istemesi demokratik bir ülkede doğal mıdır?” sorusu üzerine, “Bugüne kadar olmadı. Doğal değil” diyen Kayhan, “Bugün bunu yapar mıydınız?” sorusuna da, “Yapmazdım” yanıtını verdi. AK Partili Cengiz Yavillioğlu'nun, o dönem bazı sermaye gruplarının “yeşil” olarak nitelendirildiğini anımsatarak, “TÜSİAD olarak ‘askerin yeşil sermaye baskısına itiraz etmeliyiz' dediğiniz oldu mu?” sorusuna karşılık da Kayhan, sermayenin “yeşil” ya da “kırmızı” diye nitelendirilemeyeceğine ilişkin açıklamalarda bulunduklarını bildirdi.