Yaşanan depremler ardından özellikle çocukların psikolojisinin önemine değinen uzmanlar çocukların yaşına göre deprem olmadan onları kriz anlarına hazırlamanın önemine dikkat çekiyor.
Art arda yaşanan depremler sonunda yaşanan kayıplar ve kurtarma çalışmalarıyla birlikte korku, panik gibi duygular çocukların psikolojilerini de etkiliyor. NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Leyla Arslan, çocukları fiziksel olduğu kadar psikolojik açıdan da deprem gibi doğal afetlere ve kriz anlarına hazırlamak gerektiğine dikkat çekiyor.
Deprem olumsuz duyguları ortaya çıkarıyor…
Depremin büyüklerde olduğu gibi çocuklarda da olumsuz duyguları ortaya çıkardığını belirten Uzman Klinik Psikolog Leyla Arslan; “Deprem çocuklarda da tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi korku, panik, huzursuzluk, uykusuzluk, gerginlik, suçlama, güvensizlik, yalnızlık, donma, ağlama gibi güçlü ve olumsuz duygular ortaya çıkarır. Depremi yaşamış çocuklar için, zihinsel bir kargaşaya neden olan bu duygusal etkilerle başa çıkmak için kriz danışmalığına ihtiyaç vardır. Artan kaygı, öfke endişeyi ancak profesyonel bir kriz ekibi iyileşme sürecini başlatabilir” dedi.
Öncesinde de çocuklar zihinsel olarak hazırlanabilir
Depreme maruz kalmadan da çocukları afetlere hazırlamak gerektiğinin önemine değinen Klinik Psikolog Leyla Arslan; “Çocuklara zihinsel olarak afetlere hazırlamak için onların sorularına doğru cevaplar vermek önemlidir. Bu hazırlık çocuğun yaşına göre değişir. Aşırı abartılı ve kötü bir bilgi şeklinde verilirse çocuğun geleceğe bakış açısını değiştirir, fiziksel ve ruhsal iyilik halini tehdit eder” dedi.
Kendi eylem planınızı hazırlayın!
Hazırlık sürecinde kendi eylem planlarının oluşturulması gerektiğini vurgulayan Klinik Psikolog Leyla Arslan; “Öncelikle yerkabuğu hareketlerinin doğal olduğu ancak insanların bunu bilerek ve hesaba katarak, yaşam için güvenli yerler oluşturulmuş olduğu söylenmelidir. Kendi eylem planları konuşulmalıdır. Gerek okulda, gerek evde nasıl davranılması gerektiği, paniğe kapılmadan yaşam üçgeni oluşturma konusu mutlaka konuşulmalıdır. Kendi evlerinin, bulundukları yerlerin güvenli olduğu anlatılmalıdır. Çocuk sadece medyadan maruz kalsa bile korkabilir. Uykusu kaçar, yalnız olmak istemez, sık tuvalete çıkar. Bu durumun normal olduğu söylenmelidir. Merak ettiği kişiler hakkında da konuşulmalıdır. Çocuğun korkuyu içinde büyütmesine engel olmalı, duyguları doğru yönetebilmeli, soğukkanlı davranabilmelidir” önerilerinde bulundu.
Çocuğunuza görev verin, onları bilgilendirin
Ülkemiz doğal afetlerin çok olduğu bir ülke olduğu için bilgilendirme sürecinin zamana yayılmış şekilde yapılmasına dikkat çeken Klinik Psikolog Leyla Arslan; “Ülkemizde deprem gibi doğal afetler sık yaşanıyor. Bu nedenle eğitimlerin de kısa bir zamanda yapılması gerekmez. Zamana yayarak yapılabilir. Çocuğa görev vermek, tehlikeli durumda önlem almayı öğretmek, örneğin elektrik, doğalgaz, su vanalarının yerlerini göstermek ve kapanması gerektiğini öğretmek okul öncesi çağdaki çocuktan beklenemez ama öğretilebilir. Okul çağındaki çocuklar için depremin önlemleri konusunda, bilgilenme görevi, önlemi, telefon bilgileri, depremin sonuçları ve baş etmiş olan ülkelerin baş etme şekilleri, politikaları konusunda araştırma yaptırmak, çocuğun yaşamı üzerinde kontrol duygusu geliştirip gelecek yaşamını olumlu ve doğru biçimlendirmesini sağlar. Bilinçlendirme yeteri kadar sağlandığında zarar olasılıkları ortadan kalkar. Ailenin bilmesi gereken en önemli nokta, çocuğun kaygı nedeniyle uyku, tuvalet, yemek gibi rutinlerinin bozulması durumunda eğer onu rahatlatmıyorsa mutlaka bir uzmana danışması gerekmektedir” dedi.