Diyabetin altıncı komplikasyonu olarak kabul edilen diş eti hastalıkları ile ilgili Acıbadem Ankara Hastanesi Periodontoloji Uzmanı Dr. Dt. Merve Altıngöz dikkat edilmesi gerekenleri paylaştı.
Diyabetli hastalarda kan şekerinin yüksek olması sebebiyle birçok sistemik sorunun ortaya çıktığını vurgulayan Dr. Dt. Merve Altıngöz, günümüzde; diyabetli hastalardaki göz, böbrek, damar, sinir ve cilt ile ilgili sorunlara ilaveten ağızla ilgili problemler, özellikle de dişeti hastalığı 'diyabetin altıncı komplikasyonu' olarak kabul edildiğinin altını çiziyor.
“Mantar enfeksiyonları, ağızda ve dilde yanma ve ağrı diyabet belirtisi olabilir”
Diyabette vücudun savunma sistemi zayıfladığından diğer tüm enfeksiyonlar gibi ağızda meydana gelen sorunların iyileşme süresi uzar, yaraların geç iyileşmesi diyabetik hastalar için tipik bir durumdur. Dişeti hastalığı görülme sıklığı ve bu nedenle diş kaybetme oranı diyabetli hastalarda daha fazladır. Mantar enfeksiyonları, ağızda ve dilde yanma ve ağrı da görülebilir.
Tükürük, ağız temizliğinde önemli bir faktördür. Tükürüğün azalması ve yoğunluğunun artması temizliği güçleştirir. Temizlenemeyen gıda artıkları ve mikroorganizmalar diş yüzeylerinde plak birikimini, sonrasında ise diş taşı oluşumunu hızlandırır. Gün boyu sık sık su içmek, ara öğünlerden sonra ağzı su ile çalkalamak, diş hekimi tavsiyesi ile yapay tükürük ajanlarının kullanımı ağız kuruluğunu azaltmada etkilidir. Doğru fırçalama teknikleri, ara yüz temizliğinin yapılması (diş ipi ya da ara yüz fırçaları ile), uygun ağız çalkalama sularının kullanımı ağız hijyeninin sağlanması ve ağız kokusunu önlemesinde yardımcı olabilir. Alkollü, karbonatlı, kafeinli içecekler, baharatlı, tuzlu, yağlı yiyecekler ağız kuruluğuna sebep olarak ağız kokusunu arttırma eğilimindedir.
Ağız sağlığı konusunda da önerilerde bulunan Altıngöz; Ağızda kötü bir koku mevcutsa ağız hijyeni sağlanmalı, uyumsuz dolgu ve protezler yenilenmeli, kırık ve çürük dişlere gerekli tedaviler yapılmalıdır. Dil temizliği de ağız kokusunu ortadan kaldırmada etkilidir (Dil temizleyici aparatlar ile). Bireysel temizliğin yanı sıra mutlaka yılda 2 kez diş hekimi muayenesi öneriyor.
Diyabetin tedavisinde doğru beslenmek ilk kuraldır. Doğru beslenmede yiyeceklerin uygun seçimi kadar iyi çiğneyebilmek de önemlidir. Ağızla ilgili tüm sorunlar çiğneme esnasında problem yaratır; lokmayı çiğnemek yerine çabucak yutma isteği geliştirir. Ayrıca diyabetli hastada tükürüğün az olması da çiğnemeyi ve yutmayı zorlaştırır. Hızlı çiğneyip çabuk yutmak, yemek süresini uzatır. Yiyecekler çabuk tüketilirse doyma hissi gelişmeyeceği için daha çok yemek yenilir, bu durum diyabet tedavisinin ilk hedefi olan doğru beslenme prensiplerine terstir.
Özetle kan şekerinin yüksek olması ağız içi problemleri, ağız içi problemler ise kan şekerinin yüksek olmasını tetiklediğini belirten Dr. Dt. Merve Altıngöz, bu çift yönlü ilişki diyabetin ağıza verdiği zararları arttırdığını söylüyor. Kan şekeri kontrolünde hastaların mutlaka ağızdaki sorunlarını tedavi ettirmeleri, düzenli diş hekimi muayenesi yaptırmaları ve bireysel temizliklerini eksiksiz uygulamaları gerekiyor.