Karapınar-Ayrancı-Ereğli bölgesindeki linyit havzasında kömür madenciliği yapılması ve elde edilen kömürün kullanılacağı 5870 MW’lık bir termik santralin hayata geçirilmesi planlanıyor. TEMA Vakfı Ereğli Sorumlusu Murat Önal ve TEMA Vakfı Proje Koordinatörü Özlem Katısöz, düzenlenen basın toplantısında Türkiye’de enerji politikalarını, planlanan açık ocak kömür madenciliğinin, kömürün ve termik santralin Ereğli’nin tarımsal üretime olası etkilerini aktardı.
Kömür madeni yer altı su seviyesinin altında olduğu için havzanın susuzlaştırılması gerekiyor
Kömür madeninin yoğun olarak çıkartılmasının planlandığı alanda yer altı su düzeyinin, yerin yüzeyinden 20 m derinlerde olduğu görülmektedir (bu derinlik yağışa göre yıldan yıla değişebilmekte yer yer 60-70 metreleri bulduğu bilinmektedir). Dolayısıyla ortalama 138 metre derinlikte olan ve 204 metre derinlikte sonlanan kömürün çıkartılabilmesi yapılacak bütün kazının yer altı suyunun altında sürmesi gerektiği görülmektedir. Açık ocak işletmede kömüre ulaşmak ve kömürü işletmeden güvenli şekilde çıkarmak için sahanın susuzlaştırılması gerekmektedir. Kömür işletmesinin çevresel etki değerlendirme raporunda çevresel etkilerini minimuma indireceği iddia edildiği susuzlaştırma yöntemleri ya teknik olarak imkansız ya da finansal açıdan zararına yöntemler olduğu bilim insanları tarafından ortaya konulmuştur.
Kömür madenciliği ve termik santral işletmesinin hayata geçmesiyle Ereğli tarım yapılamaz hale gelecek
Havzanın susuzlaştırılması ile bölgede tarım yapmak mümkün olmayacaktır. Ayrıca termik santralin, soğutma suyu ihtiyacı için de yılda 200 milyon metreküpü bulan miktarlarda su tüketmesi gerekeceği düşünüldüğünde havzada zaten her yıl azalan yer altı suyunun kalmayacağı anlaşılmaktadır. Bununla beraber termik santralden kaynaklanacak zehirli gaz emisyonları, nem ve sıcaklığın etkisiyle asit yağmurlarına dönüşerek yörenin bitki örtüsünü tahrip edecektir. Termik santrallerin tarımsal üretimde %70’lere kadar verim kaybına neden olduğu yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur. Termik santrallerin atık bileşimi içindeki en büyük payı, %98,7 ile mineral atıklar (kül, cüruf, uçucu kül ve alçıtaşı) oluşturmaktadır. Farklı boyutta olan küllerin bir kısmı doğrudan depo alanlarına taşınırken uçabilecek kadar küçük boyutta olanlar filtreler yardımıyla tutularak depolama sahalarına taşınır. TÜİK verilerine göre, depolama sahalarındaki külün %35’i rüzgarla uçuşur. Uçucu özellikteki küller çok küçük boyutta camsı parçacıklar içermektedirler. Bu parçacıklar yapraklar üzerinde birikim gösterdiğinde bitkilerin su döngüsünü (transprasyon) ve kendilerine besin sağlayan fotosentezi olumsuz yönde etkiler. Özellikle yağışın düşük olduğu ve sıcak bölgelerde birikim daha fazla olur ve yarattığı sorunlar verim kayıplarına yol açar.
Kömürlü termik santraller kanser yapar
Dünya Sağlık Örgütü 2013 yılında hava kirliliğinin kanserojen olduğunu ve çevresel unsurlar içinde bir numaralı kanser nedeni olduğunu açıklamıştır. Hava kirliliğinin en büyük kaynağı ise kömürlü termik santrallerdir. Kömür yanında havaya salınan partikül maddeler, sürekli maruz kalındığında kalp-damar, solunum sistemi hastalıkları, kalp krizi, astım, akciğer kanseri ve çocuklarda akut solunum sistemi enfeksiyonları ve ölüm riskini artırmaktadır. Araştırmalar, sadece 2010’da, Türkiye’de çalışmakta olan 19 tane kömürlü termik santralden kaynaklanan hava kirliliğinin 7.900 erken ölüme yol açtığını ve santrallerden kaynaklı hava kirliliğine maruz kalan insanların ömrünün yaklaşık 10 yıl kısaldığını ortaya koymaktadır.
Alandaki linyit rezervi içindeki kömür işletme sahalarından bazıları için ÇED süreci başladı
Alandaki linyit rezervinde özel sektör, kömür işletmeleri kurma çalışmalarına başladı. Üç işletme ruhsatından oluşan 5.947 hektarlık ilk saha için firmanın hazırladığı Çevresel Etki Değerlendirme Raporu (ÇED) Bakanlık tarafından Eylül 2014’te onaylandı. TEMA Vakfı ve yöreden vatandaşlar kararın iptali için dava açtı. Mahkeme, yürütmeyi durdurma kararının ardından dün ÇED’in iptali kararını verdi. Temyiz süresi ardından mahkemenin kararı kesinleşecek.
Eylül 2014 içinde 1.990 hektarlık 4. işletme ruhsatını kapsayan saha için de aynı firma ÇED sürecine başlamıştı. TEMA Vakfı temsilcileri, Karaman Akçaşehir’de ve Konya Samuk Yaylası’nda yapılan halkın katılımı toplantılarında itirazlarını dile getirmişti. Bu saha ile ilgili ÇED süreci devam etmektedir.
Türkiye'de yeni kömürlü termik santraller yapılacak
2012 yılının “Kömür Yılı” ilan edilmesiyle bugün ülkemizde 80’den fazla kömürlü termik santral projesi bulunmaktadır. Bunların büyük kısmı Mersin, Adana, Hatay, Çanakkale, Zonguldak yöresinde yer alıyor. Mersin-Adana-Hatay’da toplam kurulu gücü 20 GW’ı bulan, toplam 20 yeni kömürlü termik santral projesi var. Bu kömürlü termik santrallerin biri işletmede; 14’ü ise 15,3 GW’lık bir kurulu güçle tek başına Adana’da planlanıyor. Çoğu Biga’da olmak üzere Çanakkale’de 10 yeni termik santral ile toplam 15 GW’lık bir kurulu güce ulaşmak hedefleniyor. Yeni başvurularla sayı her gün artmaktadır