Bahçeli, “AKP hükümeti Suriye’deki iç savaşın tarafı ‘Özgür Suriye Ordusu’nu destekleyip arkasında durdukça, Esad da vaktini boş geçirmemekte ve özellikle bölücü mihrakları daha da üzerimize kışkırtmaktadır.” dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin genel merkez binasında yaptığı basın toplantısında, iç ve dış gelişmeleri değerlendirdi. Özellikle kritik bir aşamaya geldiğini söylediği Suriye konusuna değinen Bahçeli, "Mübarek günlerin anlam ve ruhuna nüfuz ettiğimiz şu günlerde, huzur kaynaklarımız maalesef kurumakta, istikrar ışığımız gittikçe körelmektedir. Yakın coğrafyalarda kaynayan isyan ve istikrarsızlık kazanı her geçen gün içinde bulunduğumuz bölgesel direnci ve dengeyi eritmektedir. Ortadoğu, kutuplaşmanın ve kaosun pençesinde can çekişmekte, çare ve çıkış yolu gözlemektedir. Suriye ölçeğinde yaşanılan felaket ve fecaatler bize bunu net olarak göstermektedir. Özgür Suriye Ordusu ile Esad yönetimi arasındaki kanlı hesaplaşmanın ve çarpışmanın kabaca ve yüzeysel olarak tanımı bu şekilde yapılabilecektir.” diye konuştu.
“SURİYE ARTIK PARÇALANMANIN EŞİĞİNDEDİR”
Bahçeli, 17’nci ayına giren Suriye’deki olayların insani ölçü ve sınırları çoktan aştığına işaret etti. Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: “Şiddet sarmalı, cinayetler yığını bu ülkeyi boğazlamış ve dermansız bırakmıştır. Halep ve Şam’daki vahşiyane nitelikli görüntülere neden olan karşılıklı saldırılar hakikaten hepimiz açısından kaygı vericidir. Bugüne kadar Suriye’de 20 bine yakın insan hayatını kaybetmiştir. Muhalif unsurlarla Şam yönetimi birbirini ezerek, şehirlerde acımasız ve insanlık dışı yöntemler kullanarak hâkimiyet mücadelesi vermektedir. Adını koymak gerekirse diyebiliriz ki bugün Suriye iç savaşın tam ortasında kıvranmakta ve kırılmaktadır. Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın, 31 Ağustos itibariyle görevini bırakma kararı da Suriye’deki kanamanın pansuman yöntemlerle giderilemeyecek kadar ağırlaştığına ve diplomatik yolların tıkanmaya başladığına işaret etmektedir. Suriye, artık bölünme ve parçalanmanın eşiğindedir.”
Gelişmelerin, Esad rejiminin her geçen gün zayıfladığını ve güç kaybettiğini gösterdiğini vurgulayan Bahçeli, Esad’ın bazı şehirlerden geri çekilerek kuvvetlerini daha stratejik gördüğü noktalara yığma hamlesinin açmazların teşvik edici unsurlarından birisi haline dönüştüğünü söyledi.
Suriye’nin kuzeyindeki tehlikeli oluşumlara dikkat çeken Bahçeli, “Bölücü terör örgütü PKK ve uzantısı PYD’nin otonom hareketleri, sınırlarımızın hemen bitişiğinde bekamız açısından meşru olmayan bir yapının inşasına yol açmıştır. Özellikle Kamışlı, Kobani, Afrin, Amude, Derika ve Hemko’da PKK, PYD ve peşmerge unsurları ittifak halinde kontrolü ele geçirmişlerdir. Hükümet binaları bölücü örgüt paçavraları ve İmralı canisinin posterleriyle donatılmış, silahlı militanlar söz konusu şehirlerde denetim ve sözde asayiş görevine soyunmuşlardır. Ortaya çıkan tüm emareler dört parçalı büyük Kürdistan’ın kurulması için ısrarlı bir gayretin varlığını kanıtlamaktadır. Diğer taraftan, Esad yönetiminin PKK ve PYD’ye kulvar açması, ülkesinin kuzeyini Türk milletine husumet, Türkiye’nin üniter ve milli yapısına diş bileyen çevrelere deyim yerindeyse teslim etmesi tesadüf görülmemelidir. AKP hükümeti Suriye’deki iç savaşın tarafı ‘Özgür Suriye Ordusu’nu destekleyip arkasında durdukça, Esad da vaktini boş geçirmemekte ve özellikle bölücü mihrakları daha da üzerimize kışkırtmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“SURİYE’NİN KUZEYİNDE YUVALANAN TERÖR YAPILARININ ESAD’A KARŞI MÜCADELE ETMEMESİ DİKKAT ÇEKİCİ”
Suriye’nin kuzeyinde yuvalanmış bölücü terör yapılarının Esad’a karşı verilen mücadelenin içinde yer almadığını yineleyen Bahçeli, aynı şekilde Barzani ve taraftarlarının da aynı tavır ve tercihin içinde olduğunu dile getirdi. AK Parti hükümetine de eleştirilen sıralayan Bahçeli, şöyle konuştu:
“Hükümetin yanlışları, hezeyan ve hezimete yol açan adımları ülkemizi stratejik derinliğin girdabına böylelikle savurmuştur. İktidar, muhalifleri besleyip yabancı istihbarat kanalıyla silahlanmalarına göz yumdukça Esad da PKK kozunu alçakça kullanmıştır. Başbakan Erdoğan’ın bu kapsamda; “Oldu bittilere göz yummayız, eyvallah etmeyiz, yeni haritalara izin vermeyiz” sözleri kuru gürültüden ve boş avunmalardan başka bir anlama gelmemiştir. Suriye’deki vuruşmaya ve iç kavgaya açık tarafgirlik milli menfaatlerimizi yerle bir etmiş ve bir asırlık Sevr rüyasının uyanmasına zemin hazırlamıştır. Tam bir çelişki yumağına dönüşen dışişleri bakanı da kötürüm politikaların başlıca müsebbibi olarak dikkat çekmektedir. Daha küçük ölçeklere bölünmeyi değil de daha büyük ölçeklerde bir araya gelmeyi öneren ve Suriye’nin kuzeyinde kırmızı çizgilerimizin belirli şartlar çerçevesinde olmayacağını duyuran bakanın, 19. yüzyılda Batı çıkarlarını gözeten nazırlara bile taş çıkartması şaşkınlıkla izlediğimiz bir durumdur.”
“SÖZDE BAŞKENTLER ARASINDA DİYARBAKIR’I DA SAYAN KÜSTAHLAR”
Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir’in sözlerini kasteden Bahçeli, “Vatan topraklarımızda özerk Kürdistan’a vurgu yapan ve sözde başkent isimleri arasında Diyarbakır’ı da sayan küstahlar, kurşun gibi ağır bugünkü ortamdan hemen istifade ederek akbabalar gibi kanat çırpmaya başlamışlardır.” şeklinde konuştu.
Suriye’de yaşananlardan dolayı Barzani ile görüşen hükümeti eleştiren Bahçeli, hükümetin Irak’ın kuzeyinden medet umar hale geldiğini belirtti. Bahçeli, eleştirilerine şöyle devam etti: “Dün pasaport vererek Ankara’ya çağırdığımız kişilerin bugün ayağına gidilmesi milletimizin kuvvet ve kudretiyle bağdaşmamaktadır. Dışişleri bakanının en son Erbil ziyareti bunu göstermekte ve hepimize bu sarih gerçeği hatırlatmaktadır. Barzani’nin, peşmerge kamplarında militanları eğitip Suriye’ye yönlendirdiği şüphesiz ve herkesin bildiği gerçekler arasındadır. Suriye’deki Kürt grupları Erbil’e toplayıp kısa ve uzun vadeli planlamalara ev sahipliği yapan aynı kişidir. Hatırlanacak olursa, 12 Temmuz tarihinde Barzani öncülüğünde bir araya gelen Suriyeli Kürtler, birlikte hareket etme kararı almış ve bu toplantıda, terör örgütü PKK'nın Suriye yapılanması PYD'nin de yapılan anlaşma gereği Kürtlerden oluşturulan heyete dahil edilmesi kararlaştırılmıştır.”
Dışişleri bakanının, Erbil temaslarının ardından Kerkük’e gitmesi sonrası yaşananları da anımsatan Bahçeli, Irak merkezi yönetiminin “tutuklarız” tepkisini dile getirerek, “Türkiye’nin sürüklendiği alacakaranlık kuşağı ve köhnemişliği açık etmesi bakımından önemli bir faktördür. Dileğimiz, bizim planladığımız Kerkük ziyaretimiz üzerine, birden bire aklına bu Türkmen kenti gelen dışişleri bakanının ve hükümetinin, Türkmen kentleriyle ön almak ve istismar adına değil de samimi bir şekilde ilgilenmeleridir.” dedi.