Yorgun görünmekten sıkıldıysanız çare ameliyatsız tekniklerde
Nasıl yorulduğunuzda göz kapaklarınız düşüyorsa, düşük kapaklar da sizi yorgun hissettiriyor. Estetik görünümün yanında daha canlı ve zinde hissetmek istiyor ama ameliyattan korkuyorsanız, ameliyatsız göz çevresi estetiği tam size göre…
Son zamanlarda karşımıza sıklıkla çıkan yöntemlerden biri olan göz çevresi estetiği ile daha dinç ve genç bir görünüm elde etmek mümkün. Batıgöz Sağlık Grubu’ndan Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Murat Direl, haber merkezimize gönderdiği paylaşımda göz çevresi estetiği hakkında bilgiler verdi.
Göz çevresi estetiğinde kullanılan Plexr lazer yöntemi nedir?
Plexr lazer için kısaca ameliyatsız, dikişsiz, iz bırakmayan göz çevresi estetiği diyebiliriz ama kullanım alanı aslında oldukça geniş bir yöntemdir. Bu yöntem; göz kapağı estetiğinde, gözaltı ve çevresini sıkılaştırmada, dudak üstü çizgilerin giderilmesinde, leke, yara izi ve akne tedavisinde, çatlak tedavisinde ve karın sıkılaştırmada, ben ve siğil tedavilerinde, tüm yüz kırışıklıklarının giderilmesi gibi pek çok alanda kullanılıyor.
Cerrahi işlem olmadan göz çevresi estetiği nasıl uygulanıyor?
Plexr; plazma enerjisini (maddenin 4. halini) kullanan bir tekniktir. Uygulanacak cilt yüzeyi ve cihaz arasındaki potansiyel farkı ile havada bulunan gazları plazma enerjisine dönüştürür. Yani kullanılan cihazla havadaki gazlar yaklaşık 1800 derece gibi yüksek ısıda iyonize edilerek cilde yaklaşık yarım milimetreden küçük yıldırım arkları gönderilir. Bu enerji cilt üzerindeki lezyonun buharlaştırarak (süblimleştirerek) problemli dokuları yok ederken, yeni doku oluşum sürecini de başlatmış olur. Müdahale sonrası iz kalmamasının nedeni budur.
CİLDİN ESNEKLİĞİNİ YİTİRDİĞİ KIRIŞIKLIKLARDA ETKİLİ
Bu yöntem hangi alanlarda kullanılabiliyor?
Özellikle göz kapağı estetiğinde kullanılıyor. Göz çevresi kazayağı kırışıklıkları, kulak önü çizgileri, cilt fazlalığı nedeniyle gelişen alt kapak sarkmaları, dudak üstü barkod çizgileri gibi her türlü cildin esnekliği yitirdiği kırışıklıklar ve çizgiler için kullanabiliyoruz. Ayrıca genellikle üst göz kapağında olan cilt altı yağ birikimlerini de cerrahiye gerek kalmadan yok edebiliyoruz.
Uygulamanın avantajları nelerdir?
En büyük avantajı daha cerrahi endikasyon gelişmemiş, minimal düzeyde olan hastalara müdahale edebiliyoruz. Asimetrik kapak düşüklüklerinde de aynı avantajı yaşıyoruz.
Hasta müdahale sırasında aynada kendisine bakıp; ‘Hocam sol göz kapağımı biraz daha kaldırabilir miyiz?’ diyerek isteğini dile getirebiliyor. Bu şekilde de dozu istediği ölçüde gerçekleştirebiliyoruz.
Hasta ameliyathaneye çıkarılmadan muayene odasında işlem gerçekleştirilebiliyor. Sadece ameliyathaneden korktuğu için 88 yaşına kadar beklemiş hastam vardı. Bu tarz ileri durumlarda da uygulayabildiğimiz bir teknoloji.
Herhangi bir kanama gerçekleşmediği için kanama profili açısından cerrahi olamayacak hastalarda da uygulanabilir.
Herhangi bir kesi, dikiş olmadan 15-20 dakika gibi kısa bir sürede işlem tamamlanıyor.
Tekrarlanmak gerektiğinde hiçbir sıkıntısı yoktur. Ancak cerrah olarak daha önceden cerrahi bir müdahalede bulunulmuş hastadansa, hiç dokunulmamış bir cilde müdahalede bulunmayı tercih ederiz. Çünkü her cerrahi girişim sonrasında cildin kendi yapısına özgün cilt altı yapışıklıkları ve fibrozis gerçekleşebiliyor. Bu yapışıklıklar ikinci müdahalelerde işimizi biraz zorlaştırıyor.
Sadece fazla cilt dokusunu uzaklaştırmakla da kalmıyoruz çok daha sıkı, kollajen çatısı sağlam yeni bir cilt oluşumunu uyarıyoruz.
İzler ve kırışıklıklar için kaç seansta iyileşme sağlanır?
İzlerin büyüklüğüne bağlı olarak genellikle tek seansta çözüme kavuşturuyoruz. Ancak cildin derinliklerine yayılmış olan izlerde, iki seansta tamamlamak daha güvenli bir yaklaşım oluyor. Kırışıklıklar için de aynı durum geçerli. Yüzeysel kırışıklıklar tek seansta gerilerken, derin kırışıklar için ikinci seansa gerek duyulabiliyor.
BESLENME VE UYKU DÜZENİ KALICILIĞI ETKİLER
Kalıcı bir yöntem midir, düzenli olarak tekrarlanması gerekir mi?
Bu yöntemde fazlalık doku tamamen buharlaştırılıyor, geri gelmesi mümkün değil. Plexr lazer, rutin uygulanması gerekli bir yöntem değildir. Cildin kollajen yapısı, beslenme ve uyku düzeni, sıvı tüketimi, sigara kullanımı gibi faktörler müdahalenin kalıcılığını etkiliyor.
Hangi yaş grubuna uygulanabilir?
18 yaşından büyük herkese uygulanabilir. Genç hastalarda daha çok akne, leke, ben gibi lezyonlar için uyguluyoruz. İleri yaşlarda ise daha çok kırışıklar ve cilt fazlalıkları için müdahalede bulunuyoruz.
Uygulama sırasında hasta herhangi bir acı hisseder mi?
Uygulama öncesinde müdahale alanını alkolle temizliyoruz. Sonrasında krem anestezisi uyguluyoruz. Alkolle cilt üzerindeki yağı arındırmamız krem anestezinin etkinliğini artırıyor. Yaklaşık 3 hastadan birinde cilt altı lokal anestezi uygulamamız gerekebiliyor. Bu şekilde herhangi bir ağrı hissetmiyorlar. Müdahale öncesinde basit ağrı kesici içip gelmelerini tavsiye ediyorum, ek anestezi ihtiyacını oldukça azaltıyor, daha konforlu çalışıyoruz.
İYİLEŞME SÜRECİNDE NEMLENDİRİCİ ÖNERMİYORUZ
İyileşme süresinde nelere dikkat edilmelidir?
Batıgöz Sağlık Grubu’ndan Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Murat Direl, şu önerileri verdi: “Küçük arkların düşürüldüğü ciltte karbon kabuklar oluşuyor. Bu kabuklar yaklaşık 7-10 gün arasında kendiliğinden dökülüyorlar. Bu süre boyunca hastalarımızın güneşten korunmaları gerekiyor ki yeni gelişen cilt dokusuyla ton farkı olmasın. Yardımcı olması için 50 koruma faktörlü özel bir fondöten uyguluyoruz. Nemlendirici içermemesi gerekiyor çünkü cildin gevşemesini istemiyoruz. Hastalar yoğun cilt gerilme hissinden dolayı bazen nemlendirici krem uygulamak istiyorlar, kesinlikle yapmamaları gerektiğini özellikle söylüyoruz. İlk birkaç gün ödem gelişebilir. Bu yüzden hemen müdahale sonrasında ve takip eden ilk 3 gün soğuk kompres uygulaması tavsiye ediyoruz. Neticede kontrollü bir yara oluşturuyoruz. Bu yara bölgesine iyileştirici faktörler hücum ediyorlar. Dışarıdan destek ya da kozmetiklerle iştahsız bir çocuğa yemek yedirmeye benziyor. Bu yöntemle cildin iştahını açıyoruz, gerekli faktörler hastanın kendisi tarafından üretilip gerekli bölgeye yöneliyor. Yeterli sıvı tüketimi ve C vitamini almaları ve sigaradan uzak durmaları yeterli.”