Dolandırıcılıktan gözaltına alınan şüpheli, polislerin trafikte tartıştıkları sürücüye işlem yapmak için inmesini fırsat bilip, sivil polis aracının direksiyonuna geçerek, kaçtı. O anlar, kameraya yansırken, sivil polis aracı terk edilmiş halde bulundu.
Olay, cumartesi günü saat 22.30 sıralarında Konya'nın Kulu ilçesi, Kulu ilçesi Konya- Ankara karayolu Hastane kavşağında meydana geldi. Lastik tamircisi Ufuk Can Kınalı, yönetimindeki 42 M 0102 plakalı üstünde çakar lambası bulunan mobil yol yardım minibüsüyle sanayi sitesindeki iş yerinden, ilçe merkezine giderken, önüne, akaryakıt istasyonundan 06 BGH 213 plakalı hafif ticari araç çıktı. Kınalı ile ticari araçtaki 3 kişi arasında yolda tartışma yaşandı.
Tartışma sırasında hafif ticari araçta bulunan 3 kişi, kendilerinin polis olduğunu belirtip, Kınalı'nın minibüsünü sağa çekmesini istedi. Hafif ticari araçtan inen Ankara Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlar Şubesi'ne bağlı 1'i komiser, 3 polis memuru, Kınalı'yı gözaltına almak istedi. Bu sırada 'ATM dolandırıcılığı' iddiasıyla hakkındaki yakalama kararı nedeniyle Konya'da gözaltına alınıp, sorgulanmak üzere Ankara'ya götürülen şüpheli, direksiyon başına geçip sivil polis aracıyla kaçtı. Polisler aracın peşinden koştu, ancak yakalayamadı. Olay anı ise mobil yardım minibüsündeki sesli araç kamerasına yansıdı.
Olayın ardından bölgeye sevk edilen çok sayıda polis ekibi, şüphelinin yakalanması için çalışma başlattı. Polislere ait tabanca ve tüfeğin içinde bulunduğu sivil polis aracı dün, polislerin araçta unuttuğu cep telefonunun sinyali sayesinde yaklaşık 25 kilometre ileride Kulu- Kırıkkale yolu Köşker Mahallesi'nde terk edilmiş bulundu.
Kaçan şüpheliyi arama çalışması sürerken, Ufuk Can Kınalı, gözaltına alınmak isterken kendisini dövüp, orantısız güç kullandıklarını iddia ettiği 3 polis memuru hakkında şikayetçi oldu. Kınalı'nın talebi üzerine şikayetçi olduğu kişilerin polis olması nedeniyle, soruşturma jandarmaya devredildi.
Aldığı darbeler sonucu 3 gün iş göremez raporu aldığını belirten Ufuk Can Kınalı, kamera kayıtlarını da delil olarak sunduğunu belirterek yaşadıklarını anlattı. Kınalı şöyle konuştu:
"Mobil yol yardım aracıyla sanayiden Kulu ilçesine normal hızla gelirken, bir akaryakıt istasyonundan sivil bir hafif ticari araç aninden karayoluna çıktı. Daha sonra önüme doğru gelmeye başlayınca, ben uyarı için selektör yaptım. Sol şeride geçtim. O araç ise sağ şeritten hızla ilerledi. Ben de daha sonra yol boş olduğu için sağ şeride geçtim. Kırmızı ışıklara yaklaştığımda ise hafif ticari araç, sol şeritte iken önüme, sağ şeride geçti. Ben de selektör yaptım. Araç kırmızı ışıkta geçip gitti. Diğer kavşak olan Hastane kavşağına geldiğimde, hafif ticari araç kırmızı ışıkta bekliyordu. Ben de durup beklemeye başladım. O aracın camı açıldı. Ben de aracımın camını açtım. O araçtan bir kişi, bana 'O lambaları kapat. Sen ambulans mısın?' dedi. Ben de o kişilerin kim olduğunu bilmediğim için 'Evet ambulansım' diye cevap verdim. Sonra bana aracımı sağa çekmemi isteyip, polis olduklarını söylediler. Yeşil ışık yandıktan sonra ben aracı sağa çektim. Hafif ticari aracın arka kapısından biri inip, polis kimliğini göstererek, ruhsatı istedi. Ruhsatı verdiğim sırada hafif ticari araç, benin minibüsün önüne geçip durdu."
Polislerin, kendisini dövüp orantısız güç kullandıklarını ifade eden Kınalı, "Araçtan inen sarı tişörtlü bir kişi, bana küfür etti. Minibüsümün kapısını tekmeleyip, kapıyı açıp, beni aşağı indirdi. Bana ruhsat soran kişi ile sarı tişörtlü kişi, ters kelepçe yapmak için kollarımı arkaya çektiler. Ben 'Ne yapıyorsunuz ?' diye bağırdım. Bağırmamamı isteyip, boğazımı sıktılar. Sessiz kalmamı söylediler. Bu sırada omzumu, aracın kaportasına vurdular. Aracın kaportası hala ezik durumda. Sonra benim ayaklarıma vurarak, yere yatırmaya çalıştılar. 5-10 saniye sonra ikisi birden beni bırakıp, kendi araçlarının peşinden koşmaya başladı. Üçüncü kişi benimle ilgileniyordu. Sonra o da kendi araçlarını yakalamak için gitti. Olayın ardından polise gidip, aracımdaki sesli kamera kaydıyla birlikte şikayetçi oldum" diye konuştu.
Minibüsün yol yardım aracı olduğu için üzerindeki çakar lambasının ruhsatta belirtildiğini ifade eden Kınalı, kendisinin trafik magandası gibi yansıtılmaya çalışıldığını, ama olmadığını ve olayın her anın sesli kamera kayıtların bulunduğunu söyledi.