Fitoterapi, yani bitkilerle tedavi, son yıllarda birçok alanda destekleyici olarak karşımıza çıkıyor. Fitoterapi, kanser hastalarının da tedavisinde, mide bulantısını önleyici ya da tedaviye destek olarak kullanılabiliyor. Ancak bitkilerin kullanımının doktor kontrolünde yapılması gerekiyor, çünkü bazı ilaçlar ile etkileşime girerek tedaviyi olumsuz etkileyebiliyor.
Doç. Dr. Hasan Atilla Özkan meyan kökünün mideye iyi gelirken tansiyonu yükselttiğini, sarı kantaronun ise en çok “ilaç etkileşimi” olan bitkilerden biri olduğunu belirtti.
“HASTALARIN KONFORLU BİR HAYAT SÜRMELERİNE YARDIM EDİYOR”
Fitoterapinin, şu anda kullanılan tedavilerin yerini alamayacağını belirten Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Özkan, “"Hematolojide fitoterapinin yeri ve bununla ilgili çalışmalar giderek artıyor. Tabii ki konvansiyonel tedavilerin yerini tamamen alabileceğini düşünmüyoruz. Ben fitoterapinin destek tedavi olarak kullanılabileceğini savunan doktorlardan biriyim. Özellikle hastalarımızda kemoterapi ya da immünoterapinin yan etkilerini azaltmada, daha konforlu bir hayat sürmede bunların etkinliğini görüyorum. Fitoterapi kullandığım hastalarımda komplikasyonlar daha az oluyor ve bir sonraki kemoterapi basamağına kadar geçen sürede daha aktif ve konforlu bir dönem geçirebiliyorlar" dedi.
“YÜKSEK DOZ C VİTAMİNİ, KANSER HÜCRELERİNİ ÖLDÜRÜYOR MU?
”Doç. Dr. Hasan Atilla Özkan, yeşil çayın tedavilerde nasıl kullanıldığını şöyle anlattı: “Yeşil çay, özellikle multiple miyelomda fayda sağlıyor. Kalp yetmezliği ve böbrekten protein kaybı olan hastalarda da amiloid filmleri azalttığı (halk dilinde nasıl söylesek bunu?) gösterilmiş. Ayrıca kullandığımız, turmerik ya da kurkumin dediğimiz bir ürün daha var. Bunların bağışıklığı arttırıcı etkileri var. Bu madde kemoterapiye direnç geliştiren kanser hücrelerinin direncini kırıyor. Zencefili, kemoterapi sonrası bulantıyı engellemede kullanabiliyoruz. Kadın doğum uzmanları da gebelik sırasında kullanabiliyorlar. Ancak zencefili hastalarımıza tek başına vermiyoruz, ilaçlarla etkin bir kontrol sağlayamadığımız durumlarda ekliyoruz.
C vitamini ile ilgili olarak çalışmalara da değinen Doç. Dr.Hasan Atilla Özkan, “Yüksek doz C vitaminin, kanser hücrelerinin çoğalmasını engelleyip öldürdüğü yönünde giderek artan sayıda klinik çalışma var. Ancak bunlar doktor kontrolünde, yüksek dozda ve damar yolundan verilerek gerçekleştirilen tedavi şekilleriyle etkin” dedi.
“BİTKİSEL OLDUĞU İÇİN YAN ETKİSİ YOKTUR DEMEK DOĞRU DEĞİL”
Yeşil çay, miyelom tedavisinde önemli bir yere sahip bir ilaçla birlikte kullanıldığında bu ilacın etkinliğini azaltabildiğini anlatan Yeditepe Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Özkan, bitkisel olanların yan etkisi olmadığı düşüncesine karşı da uyardı ve şunları söyledi:
“Şöyle bir kavram var 'Bitkisel olduğu için yan etkisi yoktur.' Bu doğru değil. Yan etkileri olabiliyor ama bunların yanı sıra, farklı etkinlikleri de olabiliyor. Örneğin hipertansiyonu olan bir kişi mide bağırsak sıkıntıları nedeniyle meyan kökü kullandığında hipertansiyonu arttırabilir. Veya vücut direnci artsın diye sarımsak kullanılıyor ancak beraberinde kan sulandırıcı ilaç da kullanıyor. O zaman sarımsak da kanı sulandırdığı için kanama riski çıkıyor. Sarımsak tansiyonu düşürüyor ve hipertansiyon ilacı kullanan bir insan tansiyon düşüklüğü de yaşayabiliyor. Gingko biloba zihinsel aktiviteyi arttırmak için kullanılıyor ama ciddi şekilde kan sulandırıcı. Sarı kantaronun hafif depresyonda etkili olduğu birçok çalışmada gösterilmiş. Ancak sarı kantaron en fazla ilaç etkileşimi olan bitkisel kaynaktır. Bu tür ürünleri kullanmak isteyenler mutlaka doktor kontrolünde kullanmalıdır”