Sevgili hemşerilerim, ünlü sözü bilirsiniz: "Hafıza-i beşer nisyan ile malûldür" yani"İnsan belleği unutkanlıkla meşhurdur" demektir. Önce birgeriye dönüp hatırlayalım,
Eskiler “seçim sath-ı mailine girildi” derlerdi, yerel seçim süreci başladı.
Ereğli siyasetine bir bakarsak Deli Mustafa AĞA dan başlayan süreçte M Fuat GÖKBUDAK ,aRasim EREL, DP’den Sebahattin SAYIN; AP ve DP’den Dr. Faruk SÜKAN; CHP’den Ali GÖKBUDAK, Salim EREL.Nihat Harmancı ,’ DYP’den Hasan AVŞAR ,Şaban Karataş Cem Zorlu ile devam eden trend yerel siyasette Kenan AKPINAR, Selçuk BAYBURT, Ali Talip ÖZDEMİR gibi İDDEALI BAŞKANLAR ve Ereğli dışındaki EREĞLİLİLER olarak ise Murteza ÇELİKEL ,Nimet BAŞ ,Burhanettin UYSAL gibi farklı isimler ,şehrin siyasetinde ve hafızasında az çok yer ettiler.
1950-1960larda Ereğli, 30-35 bin ilçe nüfusuna karşılık, 3 bin çalışanı ile İç Anadolu’nun ve Cumhuriyet ilk dönem sektöründeki en büyük entegre tesisi sayılan Ereğli Sümerbank Bez Fabrikası İvriz Köy Enstitüsü ve Merinos Çiftliği ve Fidan ve Zirai çiftliklerle döneminin ileri tarım ve sanayi kenti özelliğinde modern kent yaşamıyla Konya'nın Paris i namıyla meşhur olmuş Yeşil Ereğli de politik ortam olarak fabrikanın etkisi ve o yılların politik konjonktürü alakalı işçi hareketleri ve sendikacılık güçlü idi. 1970 ler de Seçimlerde kentte %40-50 oy oranlarında oy alabilen sol partiler 1980li yıllarda %40lar mesabesine düşmüş, 2000 ler den sonrada %25-35 bandına gerilemiş durumdadırlar. Sağ partiler bu süreçte önce %50 sonrası 2000 ler ve sonrasında %70 oranına ulaşmışlardır.
BELEDİYE
Eskilerin deyimiyle “şehrül-emin” şehrin güvenilir adamı, günümüz Türkçesiyle belediye başkanı; şehrin reisi, beyidir.
Soru şu ; belediye başkanı olan/olacak kişiler şehirleşmeden, alt yapıdan, mimariden, ulaşımdan anlıyor mu? Sosyolojiden, psikolojiden ne kadar haberleri var? Şehri tanıyor mu? Çevre, tarih ve mimari bilgisi, kültürü, görgüsü var mı? İnsan haklarına saygılı mı? Herkese eşit mesafede mi?
SEHİRLE İLGİLİ DURUM
Ereğli coğrafi ve meteorolojik özelikler sebebiyle doğal gaza rağmen kötü kömür kullanımı ve motorlu araçlar nedeniyle hava kirliliğini tam çözememiş
Misafirlerini Şehir girişinde Yeşil Ereğli girişi yerine arıtmanın kanalizasyon kokusuyla karşılayan doğal turizme yönelik değerlendirilebilecek köy sistemlerini ve geleneksel üretimi koruyamamış, organik üretimden uzaklaşılmış.toprağı tuzlanmış , aşırı zirai ilaç kullanımın fazla olduğu, her geçen gün yeraltı su seviyesinin düştüğü bir gerçek
Bugün büyük ölçekte zirai ve süt ürünleri üretimine yönelinmiş üretim artışı sağlanmıştır ancak sütte ,ette ,yumurtada meyvede sebzede eldeki ürünler eski doğal özellikli ürünler değil.
Sayı olarak ve kapasite olarak Türkiye’nin sayılı at çiftlikleri ve at pansiyonları işletilmekte regülatör alanında belediyece yapılan küçük bir binicilik alanı var şehre katma değer sağlayacak ,gelir getirecek TJK işletilecek bir hipodrom yapamamış.
21500 Hektar sulak alan ve kuş gölünün önemli bir kısmı Ereğli bölgesinde idi Göl alanının büyük bir kısmı kurulduğundan avcılık faaliyetleri ve av turizmi yok .Bugün artık yerinde çorak bir alan mevcut.
Panko Birlik te kayda değer hisse ağırlığı ile temsil edilen Ereğli’nin , birliğe bağlı çok sayıda Ereğlili pancar ekicisi çiftçisi var.
Buna rağmen Panko Birlik in Ereğli gibi büyük bir ilçede istihdam ve üretime dönük tek bir tesisi, fabrikası yok
Türkiye’nin en büyük siyah havuç rekoltesi varÜlke çapında üretim yapan , isim yapmış ulusal marka olmuş ciddi istihdam sağlayan Ereğlili Cezeryesi ve Şalgam firmamız yok.Şalgam ve cezeryenin anavatanı bir şekilde Adana ve Mersin bilinmekte.
Ereğli yöresi belirli bir dönem ülke geneli kök boya ile üretim yapılan Aksaray,Konya ,Karaman,Kayseri illeri gibi kaliteli ,bilinen ,tutulan halı üretim merkezi idi.
Şehirde Bakanlıklara bağlı kök boya ve halıcılık araştırma yada üretim merkezi gibi bir merkez olamadığı gibi mevcut Yüksekokul bünyesinde halıcılık bölümü açılması ile ilgili hala bir girişimde yok
3 Büyük ilde ve toplamda 6 şehirde Ereğli derneği var Bu derneklere yönelik sinerji oluşturacak siyaset üzeri olabilecek dernekler federasyonu yok 5 kentte Ereğlili öğrenci yoğunluğu bulunmakta ve Ereğlilerce işletilen bir yurt yok
Artan ses ve ışık kirliliğine maruz kalan.Kent merkezinde önemli oranda otopark sorunu bulunan
Yoğun göç almış ana caddelerin şehir arka sokakların köy hüviyetinde oldugu pek çok çevre mahallesinde hayvan barınakları sebebiyle azot kirliliği oluşmuş.
Şehri yazın serin tutan kışın havanın ılık geçmesine sebep olan şehre özellik katan su Romalılar döneminden kalan arklarının kapalı olduğu açılması yönü de hiçbir emarenin de görülmediği
Kent merkezinde bazı kamu kurumu yöneticileri hariç Ereğlili sivil toplum örgütleri başkanları ,Dernek başkanı, Oda başkanı, Muhtar vb görevlerdekilerin yaş ortalaması45 üstü yaşlarda bulunduğu
Kentte binlerce üniversite mezunu , nitelikli ,kendini yetiştirmiş gençlerimiz var, kentte değişime kapalılık nedeniyle gençlerden bu tarz görevlere namzet olanlar var ise de görev alabilenler inisiyatif kullanabilenler yoğun sosyal direnç nedeniyle henüz göreve gelen yok.
Mahalli idareler le ilgili Ülkemizde belediye yönetiminde mevzuatta ve fiiliyatta güçlü bir başkan anlayışı hakimdir
Mahalli İdarelerde Liderlik herkesi ehil olduğu görevde kullanma hükümet etme sanatıdır.
Liderlikte tarım toplumunda Otokratik kontrol,
sanayi toplumunda Otorite ,
hizmet toplumunda insan ilişkileri
bilgi toplumunda demokratik katılımcılık önemlidir.
Ereğli'nin geçmiş dönemler hizmet yapmış Başkanları bu ayırıma göre sizce hangi yerdeler
Hangi uygulamanın içinde hangi rol modelde oldular ?
Şehringünümüzdeki fiili durumuna EKONOMİK SOSYAL KÜLTÜREL CEVRE yönleriyle dönüp bir bakın.
Gördüğümüz beşeri potansiyel yani insan potansiyeli ,ekonomik ,sosyal ,kültürel ,coğrafi,tarihi imkanlar acısından geçmişle bugünü kıyaslayın, çok değil 50 yıl geriye gidin.
Bu kadim kent şu an kıyaslandığı döneme göre önemli ve büyükzıtlıklar içerisinde değil mi?
Her insan gerekli olan samimiyet ise bir topluluğa lider olmak isteyenler için daha elzem değil midir?
NEDEN SEHRİN GERCEK VE BÜYÜK PROBLEMLERİNİ KONUŞMAKTAN 40 YILDIR KACILIR ?
Mustafa Özyıldız
Kastamonu Üniversitesi