Bölgede ölçüm yapan uzmanlar, her geçen gün yeraltı seviyesinin düştüğünü ve çok derin kuyular açılmış olmasına rağmen yeraltı su kaynaklarına ulaşmanın çok zor olduğunu belirterek uyarılarda bulundu.
Türkiye genelinde araziler geçtiğimiz 2022 yılı sonu ve 2023 yılının ilk aylarında büyük kesimi tarım alanları olmak üzere kuraklıktan etkilendi. Tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası’nda iklim değişikliği ve şuursuz tarımsal sulama nedeniyle yer altı su seviyesinde geçtiğimiz aylarda 20 metreye kadar düşüşler kayıtlara geçti. Nisan, Mayıs ve Haziran ayları içerisinde de yağışlar, normalin üzerinde gerçekleşti. Konya bölgesinde, Mayıs ve Haziran aylarındaki yağışlar geçmiş yılların ortalamasının 2 katına yakın olarak raporlandı.
“Havzada yine yeraltı suları düşmeye devam ediyor”
Bu yağışların yer altı su kaynaklarında bir yükselme beklentisi oluşturduğunu belirten Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “2022 yılının son aylarında, Ocak ayındaki yağışlar normalin yarısı oranını gerçekleşti. Buna baktığımız zaman bu yılki Ocak, Şubat ve Mart döneminde gerçek anlamda bir yağış azlığı dönemi yaşamış olduk. Aslında Mart ayından uzun yıllar ortalamasına yakın değerler almamıza rağmen, Ocak ve Şubat ayı ile önceki yıllar birlikte değerlendirdiğimizde düşük. Nisan, Mayıs ve Haziran ayları içerisinde de yağışlar, normalin üzerinde gerçekleşti. Özellikle Mayıs ve Haziran aylarındaki yağışlar, geçmiş yılların ortalamasının iki katına yakın değerlerin de seyrettik Konya bölgesi içerisinde. Bu duruma baktığımız zaman yer altı sularında, bir yükselme bekleniyor. Maalesef durum öyle değil, bölgede yapılan ölçümlerde, suyun yoğun kullanılmaya başlandığı Nisan ve Mayıs aylarındaki yağışların etkisiyle su kullanımının azaldığı dolayısıyla seviyenin yatay olarak seyrettiğim görülüyor. Mayıs ve haziran ayında da kısmen düşümler gerçekleşmeye başladı. Bölgede uzun yıllardır devam eden bir kuraklık yaşıyoruz. Tabii ki iklimsel değişiklikler ciddi şekilde etkiliyor. Meydana gelen yağışlar, kısa süreli, şiddetli ve ani olduğu için çoğu zaman yeraltı sularına ulaşamadan yüzeysel akışlarıyla bölgeden uzaklaşıyor. Dolayısıyla yeraltı suyu çok beslediğini söyleyemeyiz. Yeraltı sularındaki düşümün azalmasının nedeni yüzeydeki yağışların biraz gecikmiş olmasından kaynaklı. Onun ötesinde maalesef Havzada yine yeraltı suları düşmeye devam ediyor” dedi.
“35 bin civarında yeraltı suyu üretim kuyusunun en az üç katından fazla da belgesiz kaçak kuyu varlığı söz konusu”
Yer altı su kaynaklarının azalmasında belgesiz ve şuursuz açılan su kuyularının büyük rol oynadığını belirten Prof. Dr. Fetullah Arık, “Konya Kapalı Havzası sadece Konya’dan ibaret değil. Konya, Karaman, Aksaray ve Niğde’yi de kapsıyor. Bu havza içerisinde maalesef yüzey suyu varlığı çok zengin değil. Çoğu zaman sulama için, yeraltı sularına müracaat ediyoruz. Bazı yerlerde içme suyu içinde yer altına müracaat ediyoruz. Bölgede Devlet Su İşleri’nin kendi yaptığı kooperatiflerle yapılan belgeli 35 bin civarında yeraltı suyu üretim kuyusu var. En az üç katından fazla da belgesiz yani kaçak kuyu varlığı söz konusu. Belgeli kuyular da dahil su tüketimi tam olarak kontrol edilemiyor. Çünkü, vatandaş sulamada her ne kadar kapalı sisteme geçmiş olsa da bitkinin ihtiyacından çok daha fazla su tüketildiğiyle ilgili veriler var. Bunun dışında belgesiz kuyularda ise başlangıçta kuyuların açılmasıyla ilgili sorunlar mevcut. Çoğu zaman jeoloji mühendislerinin takibi olmadığı için kuyu yapım esnasında
birçok teknik hatalar yapılabiliyor. Yani kapalı geçilmesi gereken bir yer açık kalabiliyor. Bazen donatı yapılmayabiliyor. Ve tuzlu sularla tatlı sular birbirine karışabiliyor böyle bir risk söz konusu. Ötesinde bu kuyuların hangi formasyondan, ne kadar bir su kullandığına dair verimiz mevcut değil. Elimizdeki tek sağlıklı veri her ay mütemadiyen yapılan gözlem kuyularındaki yeraltı seviyesi ölçümleri. Bu seviye ölçümlerine baktığımız zaman da her geçen gün giderek yeraltı seviyesinin düştüğünü görüyoruz. Artık çok derin kuyular açılmış olmasına rağmen yeraltı suyuna ulaşılamıyor. Yani Havza kenarlarından itibaren artık yer altı suyunu kaybetmeye başladık. Bu nedenle bizim şu anda acilen yakmamız gereken, yeraltı suyu kullanımının muhakkak kontrol altına alınmış olması” şeklinde konuştu.
“Su kullanımını kontrol edebilirsek obruk oluşumlarında kısa ve orta vadede biraz daha azaltmış olabiliriz”
Son olarak obruk oluşumunda vatandaşlara uyarıda bulunan Arık, “Havza içerisinde yeraltı suyu kullanımını kontrol edebilirsek obruk oluşumundaki en temel faktörlerden su etkisinde azaltabiliriz. Tabii ki obruklar hemen günümüzde oluşmadı. Binlerce yıl öncesinde de oluşuyordu ama son yıllarda sayılacağı çok hızlı olması ve bölge geneline yayılmış olmasının en temel nedeni devam eden kuraklığa ilave olarak aşırı ve kontrolsüz su kullanımı. Su kullanımını kontrol edebilirsek obruk oluşumlarında kısa ve orta vadede biraz daha azaltmış olabiliriz” diye konuştu.