Davutoğlu'nun Suriye politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu'nun "Küçük Enver" benzetmesi Enver Paşa'nın torununu kızdırdı.
Enver Paşa'nın torunu Osman Mayatepek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na açık mektup göndererek, ''tarihi şahsiyetleri günlük politika çekişmelerine alet etmekle" suçladı.
Mayatepek, yaptığı yazılı açıklamada, CHP Başkanı Kılıçdaroğlu'nun bir konuşmasında, Enver Paşa ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu arasında benzetme yaparak, ''Küçük Enver'' şeklinde ifade kullandığını hatırlattı.
Mayatepek, bu üzücü ifadeler karşısında Enver Paşa'nın torunu olarak hissiyatını belirtmek için Kılıçdaroğlu'na açık bir mektup gönderdiğini bildirdi.
DAVUTOĞLU CİDDİ POLİTİKA SÜRDÜRMEKTEDİR
Açıklamaya göre, Mayatepek, Kılıçdaroğlu'na gönderdiği mektupta, şunları kaydetti:
''Sizin, hükümetimizin tasarrufları ve kararları hakkındaki görüşlerinize elbette saygılıyım. Benim şahsi kanaatim Suriye konusunda Sayın Başbakan olsun veya Sayın Dışişleri Bakanı temkinli ve ciddi bir politika sürdürmektedir. Ama benim konum hükümetimizi eleştirmek veya desteklemek değil, sizin 'Küçük Enver' benzetmenize açıklık getirmektir. Enver Paşa, mecbur kaldığı için Osmanlı'yı harbe sokmuştur. Özet olarak başka bir seçenek yoktu.
Rusların İstanbul ve Boğazlar üstündeki planları, İngilizlerin Rus kara ordusuna ihtiyaç duymaları ve Yunanistan Bulgaristan gibi ülkelere Osmanlı topraklarından pay teklif etmeleri, İngiltere Kralı Edward'ın Rus Büyükelçisi'ne 'Constantinopli ve Boğazların Rusya'ya verilmesi' gerektiğini (1908) söylediğini öğrenmek için biraz araştırma yapmak yeterlidir.
Almanya ile başka çare kalmadığı için yapılan anlaşma ise Ağustos 1914'de çok zor şartlar altında elde edilmiştir. Kaiser Wilhem'in kendisi ve Alman Deniz Kuvvetleri dışında, Alman ileri gelenleri böyle bir anlaşmaya tamamen karşı çıkmıştır. Hatta ittifaka sert bir şekilde karşı çıkan İstanbul'daki Alman Büyükelçisi Von Wangenheim, ancak Kaiser'den ciddi bir azar işittikten sonra itirazlarını kesmek zorunda kalmıştır.
NEDEN SAVAŞA GİRİLDİ?
1908 senesinden itibaren İttihat ve Terakki hükümeti İngilizler ile dört defa anlaşmaya çalışmıştır. Başka bir imkan kalmayınca, Rusya'nın İstanbul ve Boğazlar üstündeki emelleri açık ve net bir şekilde belli olunca, Almanya ile anlaşma yapılmıştır. Ayrıca anlaşmaya bakıldığında Ruslara karşı yapılmış koruma amaçlı bir anlaşma olduğu açıktır. Çünkü 2 Ağustos 1914 anlaşması bir tek Rusya'yı hedef almıştır. Kısacası, Osmanlı'nın harbe girip girmemek gibi bir seçeneği yoktu.''
HOŞ KAÇMIYOR
Mayatepek'in mektubunda ''tarihi şahsiyetleri günlük politika çekişmelerine alet etmek hiç de hoş kaçmıyor. Atatürk'ün kurduğu büyük bir partinin Genel Başkanı olarak mukayeseler yapma ihtiyacı duyuyorsanız, şehitlerimizin hatırasına saygı duymaktan imtina etmeyeceğinizi ümit ederim'' ifadesi kullandı.