Kurban Bayramı’nda aşırı ve dengesiz kırmızı et tüketimi, sağlık açısından olumsuz sonuçlara sebep olabiliyor.
Kurban Bayramı yıl içerisinde kırmızı et tüketiminin en fazla olduğu dönemdir. Bayram sofralarında yapılan lezzetli yemekler et severlerin iştahını fazlasıyla açıyor. Ancak özellikle Kurban Bayramı’nın yazın en sıcak dönemine denk geldiği bu yıl et tüketimi konusunda çok dikkatli olmak gerekiyor. Sayısız faydası olan kırmızı et, dengeli tüketilmediği takdirde vücuda büyük zararlar verebiliyor.
Kırmızı Etin Faydaları Neler?
Acıbadem Fulya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk,kırmızı etin faydalarını şu şekilde açıklıyor: “Bir defa kırmızı et çok iyi bir protein kaynağıdır. Sağlıklı bir beslenme programı içinde günlük kırmızı et tüketimi kişinin kilo, boy, yaş ve fiziksel özellikleri ile değişmekle birlikte 50-150 g arasında olmalıdır. Yaklaşık 100 g kırmızı et, sağlıklı bir erişkinin günlük protein ihtiyacını karşılamaya yeterli olmaktadır. Hem de kırmızı etin içeriğindeki aminoasitler, vücudun ihtiyacı olan tüm aminoasitleri içermektedir. Demir içeriği açısından da önemlidir. Kadınlar için gerekli olan 8 mg/gün ve erkekler için gereken 15 mg/gün miktarlarındaki demiri alabileceğimiz en iyi besin kaynaklarından biridir. Bu nedenle demirin rol oynadığı tüm basamakların sağlıklı yürümesinde kırmızı et tüketmek fayda sağlar. Kanda bulunan ve oksijen taşıyan hemoglobinin yapısında bulunan demir, vücudun tüm dokularının oksijenlenmesi açısından oldukça önemlidir. Kas kitlesini korur ve enerji sağlar. Kırmızı et, protein içeriği ile hem kas kitlesinin sağlanması hem de gereğinde vücut için enerji kaynağı olarak kullanılabilmesinden dolayı değerli bir besindir. Çinko içerir ve bağışıklık sistemini destekler. Vücudun günlük ihtiyacı olan 15 mg’lık çinko için iyi bir kaynak olan kırmızı etin 100 gramında 7-8 mg kadar çinko bulunmaktadır. Bağışıklık sisteminin güçlü olmasında çok büyük öneme sahip olan çinko, aynı zamanda beyin fonksiyonlarında ve kas yapılanmasında da önem taşımaktadır. Ayrıca B vitamini deposudur. Kırmızı etin içinde bulunan B12 vitamini sinir sistemi, B6 vitamini bağışıklık sistemi, B3 vitamini sindirim sistemi ve B2 vitamini ise cilt ve göz sağlığı açısından önemlidir.
Aşırı Tüketimi Oldukça Zararlı
Kırmızı etin dengeli tüketilmediği takdirde vücutta olumsuz etkilere sebep olacağını belirten Dr. Cem Arıtürk: “Kırmızı etin içeriğindeki kolesterol, hiperkolesterolemiye neden olabilir. Aşırı kırmızı et tüketimi hipertansiyon hastalığının da önemli sebeplerindendir. Kalp ve damar sistemi rahatsızlıkları, önerilen miktarların üzerinde kırmızı et tüketimi ile ilişkilidir. Özellikle işlenmiş et ürünlerinin tüketimi mide kanserine, kırmızı etin aşırı tüketilmesi ise kalın barsak kanserlerine neden olabilmektedir. Bunlar dışında pankreas ve prostat kanseri oluşumu da aşırı kırmızı et tüketimi ile ilişkilidir. Yine et tüketimine bağlı ürik asit miktarının artışı, idrar yolu taşlarına ve gut hastalığına neden olabilmektedir. Ayrıca hazımsızlık, şişkinlik gibi mide problemleri ve kabızlık gibi diğer sindirim sistemi problemlerine de neden olabilmektedir. Böylesi önemli ancak doğru şekilde ve miktarda tüketilmediğinde zarar verme potansiyeli olan kırmızı ete, raflardan tabağımıza kadar geçen her basamakta dikkat etmeliyiz. Yediğimiz etin kesim, depolanma, satış sürecindeki hijyen ve saklama koşulları çok önemlidir. Sağlıklı koşullarda kesilmiş, hazırlanmış ve soğuk zincir kurallarına uyulmuş olması sağlık sorunlarının önüne geçilmesinde etkili olmaktadır” dedi.
Pişirilme Şekli Sağlık Açısından Çok Önemli
Etin pişirilme şeklinin de sağlığa olan etkileri açısından çok önemli bir faktör olduğunun altını çizen Dr. Cem Arıtürk, sözlerini şöyle noktaladı: ”Özellikle trans yağlar kullanılarak kızartmak yerine ızgara, haşlama ve fırında pişirme gibi sağlıklı metotların kullanılmasını şiddetle tavsiye ederim. Son olarak inançlarından/tercihlerinden ötürü kırmızı et tüketimi ile ilgili olumlu/olumsuz düşünenlere de saygı duyduğumu belirtip dengeli beslenmenin önemini hatırlatarak kırmızı etin sağlıklı koşullarda ve yeterli miktarlarda tüketildiğinde yararlı bir besin olduğunu vurgulamak isterim.”