San açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Ülkemizde hayvancılıkta, ülke tarımı gibi derin bir krizin içerisindedir. Tarım ve hayvancılık birbirini tamamlayan bir bütündür. Hayvancılıkta yaşanan kriz giderek derinleşmektedir. Yaklaşık sayıları 2385000 bulan üreticiler ve onlarla birlikte sayıları milyonları bulan aileler ve bu sektörün oluşturduğu ekonomik faaliyetlerden geçinen insanlar çok zor bir durumdadır. Bu aileler ve bu insanlar adeta çözümsüzlüğün kucağına itilmiş kaderlerine terk edilmiştir.

Elbette bu durumdan en çok etkilenen siz Ereğli üreticilerimiz ve çiftçilerimizsiniz. Çünkü bu şehirde sayıları 6300’e yaklaşan 4400 adeti damızlık birliğine kayıtlı olan hayvancılıkla uğraşan üretici mevcuttur. Ereğli’nin toplam büyük baş hayvan varlığı sayısı 95000 civarındadır. Günlük süt üretimi 400-450 ton civarındadır. Konya’nın büyük baş hayvan varlığının 10’da 1 Ereğli’dedir. Konya’da üretilen süt üretiminin %25 Ereğli tarafından üretilmektedir. Ülkemizde üretilen günlük sütün %1’i her gün Ereğli’de üretilmektedir. 20’e yakın süt işleyen sektör, onlarca yem üreticisi, satıcısı ve binlerce dekar yem bitkisi üretim alanıyla Türkiye hayvancılığın kalbidir. Süt işleyen sektörler bu şehirde her gün 800 ton sütü süt mamulleri haline getirmektedir. Bu işi yaparlarken teşvik, muafiyet veya himayeden faydalandıkları söylenemez kendi gayretleri ve becerileriyle bu noktaya gelmişlerdir ve adeta tırnaklarıyla tutunmaktadırlar. Ereğli ülke hayvancılığı için önemlidir. Ama şuanda var olma yok olma mücadelesi yaşamaktadır. Ereğlili üreticiler sütün ve etin önemini çok iyi bilmesine rağmen bu kadar çaresiz duruma düşmemişlerdi. Peki bu krizden bu çaresizlikten kurtulmak ve bu krizden çıkmak için yetkililerce ne gibi tedbirler alınıyor ne gibi düzenlemeler yapılıyor bilginiz var mı . Dünyada süt üretiminin ekonomik değerinin  180 milyar dolar ülkemizde de 4 milyar olduğu gerçeğini göz önüne alırsak tarım ve hayvancılık sektörünün sorunlarına neden ilgisiz kalamayacağımıza ve konuyu neden bu kadar önemsediğimizi takdir edersiniz.

Hayvancılığın içinde bulunduğu durum böyleyken sayın bakan Mehdi Eker tarımdaki başarılı ve vizyoner çalışmalarından dolayı Fransız şövalyesi nişanıyla onurlandırılmıştır. Bu nasıl vizyoner anlayıştır ki ülkeyi saman-ot ithal eder hale getirmiştir. 2002 yılında 51 milyon dolar dış ticaret fazlası veren tarım sektörü 2012 yılında 2,2 milyar dolar dış ticaret açığı verir durumuna düşmüştür.

Kesif yemde % 8 olan KDV oranları düşürülmeli ve % 1 çekilmelidir. Özellikle krizin etkili olduğu dönemlerde süt teşviği suni tohumlama teşviği, buzağı teşviği ve kesim teşvikleri artırılmalıdır.

Sınırlarımız adeta yolgeçen hanına dönmüştür. Çok sayıda kaçak hayvan girişi söz konusudur. kaçak hayvan girişlerinin kesinlikle önüne geçinmeli ve sınır güvenliği sağlanmalıdır.

Üretici ve kooperatiflerin yaygınlaşması teşvik edilmeli katılımcı ve şeffaf bir anlayışla yönetilmeleri sağlanmalıdır.

Türkiye şeker fabrikalarının ürettiği şeker pancarından arta kalan bedelli posasından düşük bir bedelle üretici birlikleri, kooperatiflerle iş birliği yapılarak hayvancılıkla uğraşan üreticilere destek olunmalıdır” dedi.