Prof.Dr.Ali Doğramacı akademisyen, İnşaat Mühendisliği Profesörü, Bilkent Üniversitesi önceki rektörü, Mütevelli Heyeti Başkanlığı görevlerini büyük bir titizlik ve özveriyle yürüten eşi ve benzeri olmayan bir insan. Bilkent ve Hacettepe üniversitelerin kurulmasında büyük çaba harcayan YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı’nın oğludur. 1945 doğumlu. Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü bitirdikten (1966) sonra, Stanford Üniversitesi'nde 1967'de ve 1972 de iki ayrı yüksek lisans derecesini alarak, doktorasını yine bu üniversitede 1975 yılında tamamlamış ve yüksek öğretim hayatına atılmış bir akademisyendir.
Prof. Dr. Ali Doğramacı, Columbia Üniversitesi, Rutgers New Jersey Eyalet Üniversitesi, Cornell Üniversitesi ve yine New Jersey Eyalet Üniversitesi'nde profesör unvanıyla öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. 1991 yılında Provost (Akademik İşlerden Sorumlu Rektör yardımcısı) göreviyle Bilkent Üniversitesi'ne gelen Prof. Dr. Ali Doğramacı, 1993-2010 yılları arasında Rektör olarak görev yaptığı Bilkent Üniversitesi’nde,1 Mart 2010 yılından bu yana da Mütevelli Heyeti Başkanı olarak görevini büyük bir özveriyle titizlikle aşkla sürdürmektedir.
Prof. Dr. Ali Doğramacı, evli ve 4 çocuk babasıdır. Babası, Prof. Dr. İhsan Doğramacı'nın vefatı üzerine, rektörlük görevinden 1 Mart 2010 itibarıyla ayrılmış ve üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanlığı'nı üstlenmiştir.
Prof. Dr. Ali Doğramacı hocamızın, bugün bu makalemde Eğitime, kültürümüze, dilimize yaptığı hizmetleri anlatmak istiyorum. Bilkent Üniversitesi Mütevelli Heyet başkanlığı, Bilkent Üniversitesi Rektörlüğü yapmış büyük eğitimci, eğitim, kültür faaliyetlerine destek ve katkıda bulunan, bilimsel seminerler, konferanslar ve kongreler, uluslararası Büyük Türk Dili Kurultayları düzenlenmesi konusunda yarım asırlık eğitim hayatını, insanlığa hizmet aşkıyla geçirmiş. Özellikle çocuklara, gençlere, öğretmenlere, velhasıl bütün dünya insanlarına sunduğu hizmetlerle asla unutulmadı, gelecekte de unutulmayacaktır.
Ali Doğramacı 1996 yılı 21 Mart Nevruz Bayramında Bilkent Üniversitesi’nde düzenlemiş olduğumuz etkinliğe katılmıştı.Devlet erkanı oradaydı.Kendisi üniversitemiz C Blok amfide tören öncesi bir konuşma yapmıştı. Prof.Dr. Ali Doğramacı büyük bir eğitimci, Türkiye’de yüksek öğretim sistemini Amerika’da incelediği kâr amacı gütmeyen özel yüksek öğretim kurumlarına benzer yapıdaki üniversitelerin Türkiye’de de oluşturulmasında çok büyük katkılarda bulundu. Toplantıda bu konu ile ilgili fikirlerini anlattı.Yeni fikirleri biz eğitimcileri çok duygulandırdı. Prof.Dr. Ali Doğramacı eğitim konusu ile ilgili fikirlerini şöyle dile getirmişti.
“Değerli akademisyenlerimiz, konuklarımız, sevgili öğrenciler bildiğiniz gibi dünyada en büyük yatırım eğitime yapılan yatırımdır. Eğitilen bir toplum hiçbir zaman geri kalmaz. Dünyada tüm üniversiteler bilindiği gibi dinamik kuruluşlardır. Hiçbir zaman da statik olamazlar. Oldukları gibi de yerlerinde duramazlar. Durdukları anda gerilerler. Onun için üniversiteler, sürekli olarak daha ileri gitmek kendilerini geliştirmek zorundalar. Prof.Dr. Ali Doğramacı insan yetiştirme konusunda da şöyle sesleniyordu.
”Ben birinci sınıf insan yetiştirmek için Bilkent Üniversitesi’ne geldim. Kendi kendime bu kararımı verdim. Bilkent Üniversitesine bildiğiniz gibi Amerika’dan geldim. Bu üniversitede bir devrim yapmam gerektiğine inandım. Özgür bir vakıf üniversitesindeyim. Vakıf üniversitelerinde mütevelli heyetleri kendi kararlarını kendileri verirler.O zamanın Bilkent Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanımız Prof.Dr. İhsan Doğramacı’nın yenilikçi ve öncü tavrını örnek almak ve devraldıkları bilim mirasına bilimsel düşünceye sahip çıkarak, daha ileri noktalara taşımak görevimiz olmalı ve gelecekte de bu güzel fikirler yeni nesle bir ışık olacaktır.Bilkent Üniversitemizin eğitim ve bilim için yarattığı eğitim kurumları, meyvelerini yıllar sonra verdikçe Mütevelli Heyet Başkanımızın, değerini daha çok ve daha iyi anlıyoruz. Gelecekte de bizden sonrakilerde daha iyi anlayacağından hiçbir zaman şüphem yoktur. Prof.Dr. Ali Doğramacı, irfanı hür, vicdanı hür, fikri hür, gençleri yetiştirme konusu onun olmazsa olmazlarındandı. Türkçeye hizmeti âdeta bir ibadet haline getiren hocamız, Türklük bilimi araştırmalarına son derece bağlı gençler yetiştirmek için çalışmış, dünyanın önde gelen iz bırakan insanları arasında yerini almış eşi ve benzeri olmayan bir idareci, bir mühendis, bir bilim insanıdır.
Dünyada Türklerin yoğun olduğu ülkelerde, topluluklarda Türk diliyle ilgili çalışmalara, Uluslararası Büyük Türk Dili Kurultaylarını yapılmasına hep destek verdi.
Ülkemizde ve uluslararası alanda tanınan değerli bilim insanı Prof.Dr. Ali Doğramacı Hocamızın Bilkent üniversitesi’nde, eğitim hayatına sağladığı büyük katkılar ve eğitim ve öğretim alanında elde ettiği akademik başarılar nedeniyle bilim insanı Prof.Dr. Ali Doğramacı’nın çok önemli bir şahsiyet olduğu gerek ülkemizde gerekse yurt dışında üniversitelerde, her kademedeki okullarımızda öğretmen, veli ve öğrencilerce dile getirilmiş ve ispat edilmiştir. Bu yönüyle Prof.Dr. Ali Doğramacı hepimizin örnek alacağı bir bilim insanıdır. Türk diline ve eğitime yaptığı hizmetler yeni nesle de daima örnek olmuştur.Gelecekte de olmaya devam edecektir.
Prof.Dr. Ali Doğramacı Hocamız Uluslararası alanda kazandığı üstün başarılarla Türkiye’nin yurt içinde ve yurt dışında temsiline ve tanıtımına katkı sağlayan hocamızdır. Yarım asırlık bir eğitim hayatında kendinden sonraki kuşakları yüreklendirmek için çok ama çok çalıştı. O Türkiye’nin ve diğer ülkelerin gurur duyduğu bir bilim ve eğitim adamıdır.
Bizlerle sık sık toplantılar yapar. Okullarımızla, üniversitelerimizle ilgili problemleri ortaya atar, problemleri masaya yatırır,bizlerle birlikte çözüm önerileri arardı. O Türk toplumunun hedef ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak insan yetiştirme politikalarının iyi belirlendiği, belirlenen bu hedef ve ihtiyaçlarına yönelik yetiştirilecek kaliteli insan gücü ancak ve ancak kaliteli bir programla ve kaliteli eğitimle, ve de kaliteli öğretmenlerle mümkündür. Türk toplumunun belirlediği hedeflere bir an önce kavuşabilmesi için durağanlıktan kurtulup yeniliklere ve değişikliklere cevap verebilecek reformlara en başta eğitim alanında yapılacak yeni yapılanmalara ihtiyacımız olduğunu hep vurgulardı.
Prof. Dr. Ali Doğramacı hocamız Ünlü Çin Düşünürü Kuan Tuzu’nun bir şiiriyle bize şöyle sesleniyordu.
“ Bir yıl sonrası ise düşündüğün
Toprağa tohum ek,
On yıl sonrası ise tasarladığın,
Ağaç dik.
Bir kez tohum ekersen
Bir kez ürün verir.
Bir kez ağaç dikersen,
On kez ürün verir.
Balık tutarsan,
Bir kez doyurursun halkı.
Öğretirsen balık tutmasını,
Hep doyar karnı.
Yüz yıl sonrası ise tasarladığın
Halkı Eğit.”
Hocamız bu şiirin hedefleri Türk toplumu için de geçerli midir? Diye sorduğu soru hala kulaklarımda tazeliğini koruyor.Hocamız görüşlerimizi aldıktan sonra biz de halkın eğitimine büyük değer vermemiz gerekiyor. Tasarladığınız yüzyıllar sonrası ise; halkı eğitmek gerekir diyordu.
Hocamız Prof.Dr. Ali Doğramacı “Türk toplumu yarını değil; yarınları yüzyılları hedeflemek zorundadır.” Diyordu ve ekliyordu “insan yetiştirmek ülkenin geleceği için çok ama çok önemlidir. Eğitimin kalitesi konusunda işi değil beyinleri değiştirmelidir. Kötüler eleştirilerek iyiye sahip çıkılmalı, bilimsel öğretim metot ve teknikleri ile çocuk ve genç psikolojisini bilen nitelikli öğretmenler, çağdaş ve sistemli bir eğitim formasyonu ile yetiştirilmelidir. Diye sesleniyordu. Mensubu olduğum Bilkent üniversitesinde bu güzel tabloyu yirmi beş yıldır gördüm. Ülkemizde ve Türk devlet ve topluluklarında öğretmenlik mesleğini benimseyen, meslek aşkı olan, eğitimin üretken gücüne inanan çağdaş eğitim anlayışları izleyen kaliteli bilim insanı ve eğitimci yetiştirmek istiyorsak devlet ve vakıf üniversiteleri bilim insanları bir araya tekrar gelmeli, ortak mevcut durumu değerlendirip yeni bilgileri yenilikleri tartışarak ortak kararlara varmak zorundadırlar. Eğer bilim insanları ortak kararlara varamıyorlarsa orada eğitim ve öğretim alanında bir adım ileri gitmek mümkün değildir.
Sayın okuyucularım, Prof.Dr. Ali Doğramacı Hocamız bugünü değil yarını yarınları hep düşünürdü. Yıllar önce ülkemizde can güvenliği nedeniyle yöneticiler, öğretmenler, üst düzey devlet memurları doğu illerine çeşitli nedenleri ileri sürerek atandıkları illere gitmiyorlardı. Bunu fark eden zamanın Mütevelli Heyet Başkanımız İhsan Doğramacı Hocamız Prof. Dr.Ali Doğramacı’ya Bilkent Ankara laboratuar okullarının benzeri okullar açma projesini dile getirir. Bir akşam üzeri yine Ali Doğramacı’nın başkanlığında toplanmıştık. yapılan toplantıda Hocamız Ali Doğramacı Erzurum, Malatya, Van ve Şanlıurfa gibi doğu illerimizde Bilkent Ankara Laboratuvar okulları benzeri bu projeyi bize anlattığında ne kadar duygulanmıştık. Böylece Bilkent gibi uluslararası kaliteye sahip okullarımız sadece Ankara’da değil, doğu illerimizde de nitelikli öğrenci yetiştirmeye başlayacak olması bizi hayli sevindirmişti. Erzurum’da ilkokul, ortaokul ve bir lise açıldı. Bu okullarda başarılı çalışmaları gördükçe seviniyoruz. Bu yıl Malatya’ya da böyle bir okulun açılması için çalışmalara başlandı.Buna çok sevindik.
Prof.Dr.Ali Doğramacı Bilkent Üniversitesinin ve diğer okulların başarılı hizmetler verilmesi konusunda öncülük etti. Bilkent Üniversitesi ve bu okullara gönülden destek verdi .Onu bizim nesil hiç unutmadı. Bizden sonraki nesil de unutmayacak.
Türk dünyasına yönelik çalışmaları takdirle karşılanan Prof.Dr.Ali Doğramacı Hocamızla milletçe gurur duyuyoruz.
Prof.Dr.Ali Doğramacı Hocamız, tek bir yaşama onca başarıyı sığdırabilmiş istisna insanlardan biridir. Kuzey Irak’ta 18 Türkçe eğitim veren Türkmen okulları faaliyet göstermektedir. 1995-2020 yılları arasında Türk Devlet ve toplulukları ve diğer ülkelere mahallinde ve üniversitemizde 25 yılda toplam 3021 öğretmen ve öğrenciye Bilkent üniversitesince hizmet götürülmüştür. İnsanlığa hizmeti yardım eli doğduğu Erbil’deki öğretmen, öğrencilerimize de uzandı. O, hayır ve yardım severliği konusunda örnek bir dünya vatandaşıdır.
Ayrıca Musul, Kerkük, Selahattin üniversitelerinde Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılmasında büyük destek verdi.Öğretim üyelerinin yetiştirilmesinde öncülük etti. Türkçe Bölümü Lisans öğrencilerine video konferanslar yoluyla Türk Dili ve Edebiyatı bölümleri öğrenci ve öğretim üyelerine video konferans yoluyla Türkiye Türkçesi dersleri verilmesinin onayını veren ilk mimardı. O memleketi, milleti için çok çalıştı. Bunu yaparken, ne maddi ne idari ne siyasi bir hedefin peşinde asla olmadı. Yarım asırlık eğitim hayatını gelecek kuşaklara, gençlere, çocuklara bilim insanlarına, halka adamıştır. Bütün ömrünü bilime ve ülkesine ve yurt dışındaki üniversitelere vakfetmiş değerli bir bilim adamı,büyük eğitimci, örnek alınacak bir yöneticidir. Prof.Dr.Ali Doğramacı yükseköğretime yaptığı katkılarla da çok değerli bir miras bırakmıştır. O eğitim ve bilim için yarattığı kurumlarla daima hatırlanacaktır.Hatırlanmaya da gelecek kuşaklarla devam edeceklerdir.
Prof.Dr.Ali Doğramacı yenilikçidir, dürüsttür, öncü tavra sahip bir bilim insanıdır. Şimdi bize düşen onun yenilikçi ve öncü tavrını örnek almak ve devraldığımız bilim mirasına bilimsel düşünceye sahip çıkarak, daha ileri noktalara taşımaktır.
Ülkemize büyük hizmetler eden Prof.Dr. Ali Doğramacı’ya bu hizmetlerinden dolayı derinden borçlu olduğumuzu bir an bile aklımızdan çıkarmamamız lazım.Bir üniversite daha doğrusu bir eğitim kurumu nasıl kurtarılarak dinç sağlam bir varlık haline getirilir.Bize bunu öğreten o oldu. Onun yolundan ayrılmayacağımızı bir daha belirtir. Sert adımlarla hedefe doğru yürüyeceğiz. Yürümeye de devam edeceğiz.Yokluğunu her gün hissettiğim, Prof.Dr Ali Doğramacı hocam dünya insanlarına hizmet eden eşi ve benzeri olmayan irfanı hür, vicdanı hür, fikri hür nesiller yetiştiren hocaların hocası; 1996 yılından bu güne kadar çizdiğin yolda ilkelerine sıkı sıkıya bağlı devam ediyoruz. Bundan sonra da çizdiğin bu yolda bizden sonrakiler nesiller de devam edecekler. Buna şüphen olmasın. Çizdiğin yolda bize her türlü desteği veren, yol gösteren Prof.Dr. Ali Doğramacı’ya, manevi desteklerinden dolayı şahsım ve tüm eğitimciler,öğrencilerim adına teşekkür ediyorum.