Selçuk Üniversitesi (SÜ) Selçuklu Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, ''Sıcak havalarda aşırı çay ve kahve içmek harareti alır denir. Oysa ki bu, vücuttaki sıvı kaybını artırır'' dedi.

Öztürk, yaptığı açıklamada yaz mevsiminin başlamasıyla sıcakların önlem alınamaz düzeylere çıkabildiğini belirtti. Günlük hayatın içinde insanların sıklıkla sıcağa maruz kalabildiğini ifade eden Öztürk, ''Sıcağa maruz kalmak 'sıcak çarpması' dediğimiz olaya yol açabiliyor. Bu durum bazen ciddi neticeler de doğurabiliyor. Aşırı sıcağa maruz kalmak, vücudun ve beynin dengesiz çalışmasına, beyinde bazı zararlı maddelerin ortaya çıkmasına yol açabiliyor'' diye konuştu.

"KASLAR ÇALIŞMAYI BIRAKIYOR"

Sıcak çarpmasının en önemli etkisinin vücuttaki sıvı, elektrolit ve tuz kaybı olduğunu dile getiren Öztürk, ''Sıcak çarpmasında damarlar kasılıp gevşeme yapamıyor, elektrolit ve tuz kaybı yaşanabiliyor, vücut aşırı su kaybedebiliyor'' dedi.

Sıcak çarpmasının evreleri hakkında da bilgi veren Öztürk, şunları kaydetti: ''İlk olarak vücut aşırı su kaybı yaşamaya başlıyor. Damarlardaki su miktarı azalıyor. Aşırı sıcağa maruz kalan beyin, normal çalışmamaya ve sıcakla baş edememeye başlıyor. Kaslar çalışmayı bırakıyor. Kramplar başlıyor. Beyinde ödem meydana gelebiliyor. İlk belirtiler; baş ağrısı, bulantı, kusma, aşırı yorgunluk, sinir ve vücutta güç kaybı olarak görülüyor. Bir süre sonra vücut terlemeyi de bırakıyor ve kırmızıya dönüyor. Kişi hareketsiz kalabiliyor ya da nöbetler geçirebiliyor. Kişilerde kan basıncı değişiklikleri başlayabiliyor. Beyinde damar tıkanıklığı görülebildiği gibi, beyin kanamaları da başlayabiliyor.''