ÜLKEMİZDE ÖĞRETMEN YETİŞTİRMENİN ÖNEMİ
İYİ BİR ÖĞRETMEN YETİTİRMEK KALİTELİ EĞİTİM VE ÖĞRETİMDEN GEÇER
EĞİTİM KALİTESİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLER VE KALİTELİ ÖĞRETMEN YETİŞTİRMENİN ÖNEMİTÜRK TOPLUMUNUN HEDEF VE İHTİYAÇLARINA GÖRE ÜLKEMİZDE HER KADEMEDEKİ OKULLARIMIZA ÖĞRETMEN YETİŞTİRME VE ÖNEMİ
Dr Rasim Özyürek
Bilkent Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü öğretim Üyesi, Bölge
Ülkeleri Programları Direktörü
Öğretmenlik mesleği mesleklerin içinde en geniş bir insan kesimiyle ilişkili etkileşim içinde yapılan bir meslektir. Okullarda sadece öğrencilerle değil, okul dışında da bu çocukların aileleriyle ilişkisi olan bir meslektir. Öğretmenlik mesleği duygusal yönü ağır basan bir meslektir. Şu değişen dünyada toplumların hedef ve ihtiyaçlarına yönelik yetiştirilecek kaliteli insan gücü ancak ve ancak okullarımızda, üniversitelerimizde kaliteli bir eğitimle, öğretimle, kaliteli programlarla mümkündür. Türk toplumunun hedeflerine bir an önce kavuşabilmesi için durağanlıktan kurtulup yeniliklere ve değişikliklere cevap verebilecek reformlara ve en başta eğitim, öğretim alanında yapılacak yeni yapılanmalara ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı herkes onaylıyor ama her nedense bir türlü uygulamaya istenilen düzeyde geçilemiyor.
İnsani bilimler concept denilen bir şey geliştirirler. Bu sözcüğün açık olarak tanımını anlamını yapacak olursak, concept: Bilim insanlarının aralarında anlaşarak uzlaşmaya vardıkları ortak noktalardır. Concept değişkendir. Bilimsel araştırmalara göre değişir. Concepti iki temel ana öğe oluşturur.Bunlardan conceptin birinci ayağı bilimsel araştırmaların oluşturduğu sonuçtur. İkinci ayağı ise toplumların hedef ve ihtiyaçlarıdır.Her ülke kendi toplumunun hedef ve ihtiyaçlarına yönelik insan yetiştirme politikalarını önceden belirlerler. Dünyamızda her ülkede toplumların hedef ve ihtiyaçları farklıdır. Türk toplumunun hedef ve ihtiyaçları ile Amerikan toplumunun hedef ve ihtiyaçlarına yönelik yetiştirilecek insan farklıdır
Dünyanın her ülkesinde, öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer insanlarıdır. Ülkemizin fedakâr öğretmenleri ulusumuzun çocuklarını, gençlerini, insanlarını yetiştirmek gibi kutsal bir görevi üstlenmişlerdir. İrfanı hür, vicdanı hür, fikri hür nesilleri yetiştirmek için canla başla çalışan TC en önemli görevlerini yapan fedakâr vefakâr öğretmenlerimizdir.Öğretmenlik mesleği bir ruh, bir aşk ve bir sevgi mesleğidir. Öğretmenlerimiz milletimizin öğretmeni olmalılar. Onlar ulusumuzu özgür, şanlı ve yüksek bir toplum olarak yaşatmaları için mezun olduklarında Atatürk’ün manevi huzurunda ant içmişlerdir. İşte gerçek zaferi onlar kazanıp ve sürdüreceklerdir. Onların başarısı sizlerin başarısı Cumhuriyetin başarısı olacaktır.
Ülkemizde Türk Toplumu eğitim ve öğretimde öğretmenlerimiz yirmi birinci yüzyıl insanını yetiştirmek için canla başla çalışıyorlar. Öğretmenler insan yetiştirmede yarını değil, yarınları, yüz yılları hedeflemek zorundalar. Türk toplumunun hedef ve ihtiyaçları gün geçtikçe değişmektedir. Buna göre her kademedeki okullarımıza öğretmen yetiştirme ülkemizin geleceği için çok ama çok önemlidir. Bugün öğretmenin tarifini şöyle yapıyoruz. Öğretmen: Üniversitelerimizin eğitim fakülteleri, eğitim bilimleri enstitülerinde genel kültür, özel alan ve pedagojik eğitim alarak yetişmiş, örgün ve yaygın eğitim kurumlarımızda, hizmet içi eğitim kurslarında seminerlerde, Milli Eğitim Bakanlığı programlarına göre eğitim ve öğretim hizmetlerini toplumun hedef ve ihtiyaçlarına göre yürüten insan olarak tarif ediliyor. Ülkemizde her kademedeki okullarımızda öğretim ve eğitimin kalitesi konusunda işi değil beyinleri değiştirmek gerekir. Kötüler eleştirilerek iyiye sahip çıkılmalı. Bilimsel öğretim metot ve teknikleri ile çocuk ve genç psikolojisini, fizyolojisini, dil gelişimlerini bilen, alanlarında nitelikli öğretmenler, çağdaş sistemli bir eğitim formasyonu ile günün koşullarına göre Atatürk ilkeleri doğrultusunda öğrencilerini yetiştirmeliler. Türkiye’de öğretmenlik mesleğini benimseyen meslek aşkı olan, eğitimin üretken gücüne inanan çağdaş eğitim anlayışları izleyen, kaliteli öğretmen yetiştirmek istiyorsak Milli Eğitim Bakanlığımızca değişen Türk Toplumunun hedef ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek yeni bir conceptin üniversitelerin eğitim fakülteleri ile eğitim bilimleri enstitüleri, yazarlar, çizerler, veliler, her kademede çalışan öğretmenlerle birlikte yeniden hazırlanmasında yarar görüyoruz.
Son yıllarda okullarımızda eğitim çalışmalarına ülke olarak büyük bir ağırlık verdik. Bu ağırlığın odak noktasında daha iyi bir eğitim için daha nitelikli öğretmen yetiştirmek gerekiyor. Bilindiği gibi eğitimin ve onun ana unsuru olan öğretmenlerin ülkesinin kalkınması, gelişmesi ve çağdaşlaşması ve sağlıklı bir toplum oluşmasında en önemli faktör oldukları asla uslarımızdan çıkarmamalıyız.
Yıllar öncesinde ülkemizde öğretmen yetiştirme işi Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı köy enstitülerinde, öğretmen okullarında, eğitim enstitülerinde, yüksek öğretmen okullarında gerçekleştiriliyordu. Bu eğitim kurumlarımızda kaliteli öğretmenler yetiştiriliyordu.Ben de İvriz öğretmen okulu’ndan 1965-1066 Öğretim Yılında mezun olmuştum. Konya Ereğli İvriz Öğretmen Okulu’nda görev yapmış, ülkemiz için kaliteli öğretmenler yetiştirmiş hocalarımızdan Müdür Hasan Demiroğlu’nu, Müdür Baş Yardımcısı Hikmet Göksel’i, Tarım öğretmenimiz Salih Ziya Büyükaksoy’u,Eğitim Şefimiz Mustafa Karataş’ı, Eğitim Psikolojisi Öğretmenimiz Osman Durmuş’u, İş Bilgisi Öğretmenimiz Kafiye Odabaşı’nı Psikoloji öğretmenimiz Güngör Dumanı, Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Müdürü Kemâl Akgün’ü Bursa Eğitim Enstitüsü Müdürü Mazhar Kükey’i, öğretim elemanlarından Mehmet Aydın’ı, Melahat Erdem’i, Orhan Erdem’i, Azerbaycan Bakü Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Tofik Hacıyev, Dilcilik Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Ağamusa Ahundov, öğretim elemanlarından Prof.Dr. Müseyip Memmedov, Prof.Dr. Rehile Meherremova, Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şükrü Elçin’i, rahmetle anıyorum. Yerleri doldurulamayacak öğretmenlerimizdi. Mekânları cennet olsun.
Hacettepe üniversitesi öğretim üyelerinden, yıllarca dekanlığımızı yapmış hocaları hocası Prof.Dr. Emel Doğramacı’yı, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi TDE Bölümü’nde yıllarca bölüm başkanlığı yapmış, önceki Tür Dil Kurumu Başkanı ve Sosyal Bilimleri Enstitüsü’nde Öğretim Üyesi Prof Dr. Hamza Zülfikar’a, Hacettepe Üniveritesi’nden Prof.Dr. Hüseyin Başer,e İvriz Öğretmen Okulu’ndan çok değerli edebiyat öğretmenimiz Nevruza Göksel’e, Coğrafya Öğretmenimiz Güzide Emeksiz’e yaptıkları hizmetlerden dolayı, her zaman hatırlıyoruz.Yerleri doldurulamayacak unutamadığımız öğretmenlerimiz arasında yer alıyorlar. Öğretmenlik öğretme odaklı eğitimcilik mesleğidir. Bizlere bunu gösteren onlar oldu. Kendilerini ve tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutluyor, bundan sonraki yaşamlarında sağlıklı mutlu günler diliyorum.
1982 yılından itibaren öğretmen yetiştirme işi Milli Eğitim Bakanlığı’ndan alınarak üniversitelere devredilmiştir. O yıllarda üniversitelerimiz bu işe hazırlıklı değillerdi. Üniversitelerin eğitim fakültelerinde öğretim elemanı konusunda kadrolarında, programlarında eksiklikler vardı. Üniversitelerle Milli Eğitim Bakanlığı arasına bir iletişimsizlik söz konusuydu. Üniversitelerde eğitim fakültelerinde öğretmen yetiştirme işi ikinci plâna itilmesi okullarımıza kaliteli öğretmen yetiştirmede aksaklıklar söz konusuydu. MEB ile üniversiteler arasına arz talep dengesi sağlanamamasını görüyorduk. Üniversitelerimiz eğitim fakültelerinde okuyan ve öğretmen olacak öğrencilerimiz okullarımızda gerçekleştirilecek öğretmen stajlarını istenilen düzeyde yeterince yapamıyorlar.
Nihayet 1998-1999 öğretim yılından itibaren öğretmen yetiştirmek için yüksek öğretim kurumları yeniden yapılandırıldığını görüyoruz. Öğretmen okulları, Anadolu öğretmen liseleriyle, yüksek öğretmen okullarına, eğitim enstitülerine kaynak oluşturdular. Öğretmen liselerinden mezun öğrenciler o yıllarda ÖSS başarılarının yüzde yetmişlere doğru olduğunu görüyoruz. Anadolu öğretmen liselerinden mezun öğrencilerinin yüzde seksen ikisini üniversitelerin eğitim fakültelerine girdikleri tarafımızda gözlemlenmiştir. Üniversitelerin eğitim fakültelerini tercih eden öğrencilere Milli Eğitim Bakanlığı’nca ayrıca burs veriliyordu.Burs konusuna başvuran öğrencilerin sayıları o yıllarda gün geçtikçe artıyordu. Böylece kaliteli öğrenciler eğitim fakültelerine başvurmaları, öğretmenlik mesleği için çok önemliydi.
1998 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ile YÖK arasında “ Öğretmenlik Uygulaması Yönergesi” imzalanmıştı. Böylece öğretmenlik uygulaması yeni bir sisteme kavuşturuldu. YÖK bünyesinde Öğretmen Yetiştirme Türk Milli Komitesi kuruldu. Ülkemiz okullarında eğitim ve öğretimlerini sürdüren çocuklarımızı, gençlerimizi teslim edeceğimiz her alanda ve kademede öğretmenlerimizi iyi yetiştirmek gerekiyor. O yıllarda okullarımızda kaliteli eğitim için kaliteli öğretmen yetiştirmek olmazsa olmazlarındandır.
Okullarımızda görevlendirilecek öğretmenlerimizi Atatürk ilkeleri doğrultusunda, demokratik , lâik , çağdaş, meslek insanı, toplum lideri olarak yetiştirmek üniversitelerimiz eğitim fakülteleri, eğitim bilimleri enstitülerinin görevleri olmalıdır.
Türk Toplumunun hedef ve ihtiyaçlarına göre çağın değişen koşullarına ayak uyduracak öğretmenler yetiştirmek YÖK, Üniversitelerin ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevleri olmalıdır. Bugün öğretmenlik mesleği düne göre öğrenciler, aileler tarafından tercih edilen bir meslek oldu. Üniversitelerimizin eğitim fakülteleri ve eğitim bilimleri enstitüleri nitelikli öğretmen yetiştirmek için kollarını yeniden sıvamalıdırlar. Okullarımıza her alanda her kademede öğretmen yetiştirmek eğitim sorunlarımızın başında geliyor. Bildiğimiz gibi insanın niteliği öğretmenlerin niteliğine bağlıdır. Bugün eğitim tarihi yeni yetişen öğretmen adaylarımıza iyi anlatılmalı, ders alınması gerekiyor. Şunu aklımızdan çıkarmayalım. Geçmişin olumlu olumsuz birikimini yok sayarsak toplumumuzu felâkete sürükleriz. Atatürk ülkemize nitelikli öğretmen yetiştirilmesini istiyordu. İrfanı hür, vicdanı hür, fikri hür insanlar yetiştirmelerini öğretmenlerden istiyordu. Köy enstitüleri, öğretmen okulları, okullarımıza sınıf öğretmenlerini ve yüksek öğretmen okullarına, eğitim enstitülerine öğretmenler öğretmen adayları gönderen okullardı. Köy enstitüleri köylerimiz için nitelikli öğretmenler yetiştiren kurumlardı.Köy enstitüleri kapatıldı. Öğretmen okulları yerini aldı. Yıllar sonra öğretmen yetiştiren bu kurumlarda aksamalar oldu.
Öğretmenlik mesleği değer kaybediyordu.Öğretmen ihtiyacının karşılanması için eğitim enstitülerine üç ayda soğan yetişmezken üç ayda öğretmen yetiştirildi. Mektupla öğretimle öğretmen yetiştirilmeye başlandı. Bir çok aksamalar oldu. Okullarımıza nitelikli öğretmenler yetiştirilemedi. Programlarda nitelik iyice düştü. Enstitülerde ve üniversitelerin programları değiştirildi. Eğitim fakültelerinde Türk Eğitim Tarihi adlı ders YÖK tarafından ders olmaktan çıkarıldı. Halbuki ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika’da bu dersler bu ülkelerinin öğretmen yetiştiren eğitim fakültelerinde okutulmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığınca her yıl iş başında öğretmenlerin öğretmenlik bilgilerini geliştirmek, eğitim ve öğretimde özel öğretim metot ve teknikleri konusunda okullarımızda çalışan her branştaki öğretmenlere hizmet içi eğitim kursları düzenleniyordu. Bu kurslar da istenilen düzeyde yararlı olmuyordu.
Üniversitelerin eğitim fakültelerinde öğretmen adaylarına, derslerde teknoloji konusu çok önem arz eden bir konuydu. Üniversitelerde eğitim fakültelerinde teknoloji dersleri öğretmen adaylarına yeterince iyi öğretilemedi. Üniversitelerin eğitim fakültelerinde çeşitli branşlarda kullanılan ders araç ve gereçleri, okullarda kullanılan ders araç ve gereçleriyle örtüşmedi. Üniversitede derslerde kullanılan araç ve gereçler, okullarda yoktu. Öte yandan aday öğretmenlere bilgisayar kullanma becerileri iyi kazandırılamadı. Üniversitelerde kullanılan Farklı araç ve gereçler kullanılıyordu. Okullarımızda kullanılan araç ve gereçlerde üniversitelerde kullanılan araç ve gereçleri çok farklı olmasından dolayı, okullardaki araç ve gereçler aday öğretmenlere öğretilmiyordu. Öğretmen adaylarına bilgisayar kullanma becerileri istenilen düzeyde öğretmen adaylarına kazandırılamadı. Okullardaki derslerde kullanılan araç ve gereçleri kısaca teknolojiyi kullanabilecek öğretmen adayları yetiştirilemedi.
Hangi ders araç ve gereçleri hangi derslerde kullanılacağı üniversitemiz eğitim fakülteleri ve eğitim bilimleri öğretim elemanlarınca öğretmen adaylarına iyi anlatılmalı. Okullarımızın her kademedeki eğitim ortamlarında teknolojiyi kullanmak gerekir. Etkili bir şekilde teknoloji kullanılırsa gitmek istediğiniz hedefe rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Üniversitelerimiz eğitim fakülteleri öğretmen adaylarına öğretim elemanlarınca derslerde anlatılacak konular öğrencilerin farklı öğreneceklerini, öğrenmede bireysel farklılıkların olacağını düşünerek öğrencilerin seviyelerine ve dil gelişimleri düşünülerek ders konuları anlatılmalıdır. Herkes parmak ucu kadar zekidir. Bir konuyu herkes öğrenir . Bir öğrenci bir konuyu beş dakikada, diğer bir öğrenci yirmi dakikada diğer bir öğrenci de kırk dakikada öğrenir. Öğretmen adayları arasında derslerde konuları kavramada, öğrenmede öğrenciler arasında bireysel farklılıkların olacağı öğretmen adaylarının uslarına bu fikir iyice öğretim elemanlarınca monte edilmelidir.
Okullarımızda görevli öğretmenlere yaz tatillerinde on günlük yoğun hizmet içi eğitim kursları düzenlenmeli öğretmenlerimiz hizmet içi eğitim kurslarından geçirilerek yeni bilgileri öğretim metot ve teknikleri ile ilgili kurslar açılmalı . Çeşitli alanlarda çalışan meslektaşları ile iletişim içinde olmalılar. TC tüm okullarına öğretmen yetiştirmek için öğretmenlerin öğrencilerini yetiştirici, eğitici öğretici , yaratıcı geliştirici, kurtarıcı, öncü, yenileştirici,eğitim ve öğretimde değişimci, örnek olucu, alanlarında yüksek hizmet verici, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip olmalıdır. Öğretmenlik mesleği birey, toplum ve devlet açısından en stratejik görevlerden biridir. Öğretmenler toprağa düşen bir yağmur gibidir. Onlar ancak tomurcukları filizlendirirler
OKULLARIMIZDA GÖREVLİ HER BRANŞTA ÖĞRETMENLER NASIL OLMALIDIR
1.Okullarımızda her kademede, her branştaki öğretmenlerimiz açık görüşlü ve öğrenci değerlendirmelerinde tarafsız, açık ve objektif olmalılar.Öğrenci ayırımı yapmamalılar. Demokratik bir tutum içinde olmalılar.
2. Her öğrencinin öğretmeninden bir beklentisi olur. Öğretmenler çocuklarının, gençlerinin ilgi ve ihtiyaçlarını bilmelidir. O problemlere göre çözüm önerileri üretmelidir.
3.Okullarımızda çalışan öğretmenler, öğrencilerinin eğitim ve öğretimle ilgili problemlerini saptar bu problemlere çözüm önerileri bulur.
4.Her kademede çalışan öğretmenler okullarımızda her sınıfta okuyan öğrencilerin bireysel farklılıklarını iyi bilmeli. Bu farklılıkları göz önünde bulundurarak derslerini yapmalılar. Herkes parmak ucu kadar zekidir genelde herkes öğrenir. Bireylerin bir konuyu öğrenmelerinde farklılıklar olur. Bu farklılıkları öğretmenler iyi bilmelidir. Çocuklarının dil gelişimlerini, psikolojik, sosyolojik gelişimlerini her öğretmen iyi bilmelidir.
5.Öğretmenler kendilerini her zaman yenilemeliler. Çağdaş eğitimin özelliklerine göre derslerini işlemeliler. Yeni teknolojilerden, gelişmelerden haberdar olmalı alanıyla ilgili gelişmeleri çok iyi takip etmeli, alanı ile çıkan yazılardan haberdar olmalı, okumalı ve çok iyi bilmeli.
6. Öğrencilerinin derslerde başarılarının olması gerektiği konusuna gönülden inanmalı. Öğrencilerini daima desteklemeli.
7.Derslerde hangi konuyu niçin nasıl, nerede ne zaman işleyeceğini öğrencilerine sezdirmeli. Bunları yaparken sabırlı olmalılar. Duygularını daima kontrol altında tutan öğretmenler çok başarılı olurlar. Kendilerini geliştirmeliler. Eleştiriye açık olmalılar.
8. Öğretmenlerin güler yüzlü sevecen, hoş görüşlü, dürüst, temiz giyinen, sırdaş, mesleki bilgisinin, insan psikolojisinin istenilen düzeyde olması gerekiyor.
9.Öğretmenler hangi alanda çalışıyorlarsa o alanın temel ilke kavram ve yasa kuramlara ilişkin ayrıntılı bilgi sahibi olması, her yıl hangi alanda çalışıyorsa o alan bilgisi daima geliştirmeliler. Okullarımızda çeşitli alanlarda görevli öğretmenler alan bilgilerini öğrencilerin seviyesine indirerek vermeliler.Bunun için tüm öğretmenler derslerinde uygun bir plan yapmada usta olmalılar. Öğrenme , öğretme etkinliklerini iyi düzenlemeliler. Sınıfta derslerde verdikleri konuları yaşamla ilişkilendirebilmeliler. Öğretim yöntem ve tekniklerini çok iyi kullanabilmeliler.
10.Okullarımızda tüm öğretmenlerin sınıflarında bir düzen getirmeliler.Güçlükleri tespit edebilmeliler. Derslerini iyi düzenleyip planlamalılar.Derslerde öğrencilerle iyi bir iletişim içinde olmalılar. Seslerini ve sözel dili öğrencilerin anlayabilecekleri bir biçimde kullanmaları gerekmektedir. Dersleri ilgi çekici hale getirebilmeli. Çeşitli öğretim metot ve tekniklerini uygun biçimde kullanabilmelidir. Derslerde zamanı verimli bir şekilde kullanabilmeliler. Öğretmenler derslerinde konularını anlatırlarken derste işleyecekleri konuya ders başında derse ilgi ve dikkati çekebilmeliler.Ders süresince demokratik bir öğrenme ortamı sağlayabilmeliler. Ders sonunda konuyu toparlayabilmeliler. Gelecek derste işleyeceği konu ile ilgili bigi ve ödev verebilmeliler.
11. Okullarımızda görev yapan öğretmenlerimiz öğrencilerine görgü kurallarına uyarak dilde iletişimi sağlamalılar. Vurgular yerli yerinde yapılmalıdır. Vücut dilini iyi kullanmalılar. Sınıfta öğretmenler bir aile ortamı oluşturmalılar. Çocuklarda bir güven ortamı yaratılmalı Öğretmenler okullarında bir bilen olmalılar. İşi yapan, yaptıran ve yönlendiren olmalılar
12.Ülkemizde teknolojiden anlayan, kullanabilen öğretmenlere ihtiyaç duyulmaktadır. Öğretmen adaylarımızın çoğu atandıkları okullarda kullanmaları gereken araç ve gereçleri bulamayacaklar, üniversitede öğrenci iken teknik öğretim atölyelerinde, kullandıkları makineleri de bulamayacaklar. Böylece büyük bir güçlükle okullarında bu problemlerle karşı karşıya kalacaklardır
13.Üniversitelerimizi eğitim Fakültelerinde okuyan öğretmen olacak öğretmen adayları öğretim elemanlarınca ön yargıdan uzak, eleştiriye açık, paylaşımcı, insanlığı seven ve sevginin, insan olmanın vazgeçilmez şartı olduğuna inanan ve bunları bilen insanlar olarak yetiştirilmelerine dün olduğu gibi bugün de daha çok özen göstermeliler.
14. İlim tekdir herkes öğrenebilir sloganından hareket ederek ilim çoktur, herkes bunun bir küçük kısmını ve de kendine yarayacak olanı küçük bir kısmını öğrenebilir sloğanına geçilmelidir. Her öğrenci potansiyeli oranında başarılı olabilir. Her öğreciden aynı başarı beklenmemelidir.İşte öğrencileri anlayan onların, fizyolojik, psikolojik, sosyolojik, ruhsal durumlarını anlayan öğretmenleri yetiştirmek eğitim fakültelerin görevidir.
15. Bildiğimiz gibi ülkemizde belli bir süreden sonra öğretmen yetiştirilmesi görevi üniversitelere bırakılmıştı. Ama üniversiteler bu konuda gafil avlanmışlardır. Bilgi toplumunun insanını öğretim elemanlarının derslerde etkin verimli ve de yararlı olması söz konusudur. Öte yandan öğretim elemanı ders araç ve gereçleri, binalar ve ders programları hazırlanmadan öğretmen yetiştiren kurumların üniversitelere devri konusunda da çok problemler yaşandı. Kaliteli öğretmen yetiştirilemedi.
16. Ülkemizde iyi öğretmen yetiştirebilmek için üniversitelerimizde de kaliteli bir eğitim yapılmalıdır. Okullarımıza öğrenci merkezli eğitimi yapacak öğretmenler yetiştirilmeli. Eleştiren, irdeleyen, sorgulayan öğrenci yetiştirmek gerekiyor. Bunun yapılması için çalışılmalıdır.
17. Üniversitelerimizde eğitim fakültelerinin bütün programları günün şartlarına ve Türk toplumunun hedef ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek programlaryapılmalı. Programlar masaya yatırılmalı,tartışılmalı uygulamaya konulmalı. Değişiklikler günün şartları göz önünde bulundurularak yapılmalıdır.
18. Ana dilimiz Türkçe önce ilköğretim okullarında, ortaokullarda sonra, Liselerde ve üniversitelerimizde iyi öğretilmelidir.İnsana yatırım dolayısı ile eğitime yatırım öncelikle amaç olmalıdır.
19. Bugün eğitim fakültelerinin öğretmen yetiştirme programlarının niteliği yeniden gözden geçirilerek yenilenmelidir. Öğretmen adaylarını yetiştirmek başta Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversitelerin görevleri arasında olmalıdır. Toplumumuzun hedef ve ihtiyaçları gün geçtikçe değişmektedir. Buna göre öğretmen yetiştirme ülkemizin geleceği için çok ama çok önemlidir. Eğitimin kalitesi konusunda işi değil, beyinleri değiştirmek gerekir. Kötüler eleştirilerek, iyiye sahip çıkılmalı. Bilimsel öğretim metot ve teknikleriyle çocuk ve genç psikolojisini bilen nitelikli öğretmenleri, çağdaş ve sistemli bir eğitim formasyonu ile yetiştirilmelidir. Çağdaş eğitim anlayışlarını izleyen kaliteli öğretmen yetiştirmek istiyorsak, Türk toplumunun hedef ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek yeni bir program hazırlanmalıdır. Çıkan sonuçlar toplumun her kesiminde tartışılmalı, öğretmen yetiştirmede yeni kararlar alınmalıdır.
20. Bakanlığımız kaliteli öğretmen yetiştirmek için, öğretmeni yetiştirme programlarını yeniden gözden geçirmeli. Yükseköğretim Kurumuyla işbirliği yaparak, Türk toplumunun hedef ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek kaliteli, çağdaş düşünceye sahip öğretmenler eğitim fakültelerinde yetiştirilmelidir. Öğretmenlik uygulaması dersinde fakülte ve okul arasında iyi bir diyalogla yeterli planlama yapılanmamasından dolayı problemler yaşanıyor.Bunlar göz ardı edilmemelidir.
21. Öğretmen yetiştiren eğitim fakültelerine alınacak lisans öğrenciler iki aşamada seçilmeli. Bunlardan ilki taban puanının çok yüksek tutulması, İkincisi sözlü olarak yüzyüze görüşerek öğrenci seçimleri yapılmalıdır.
22. Öğretmenlik uygulamalarının yeniden görüşülerek gözden geçirilmesinde yarar vardır. Eğitim fakültelerine bağlı “Uygulama Okulları” köy, belde, ilçe ve il bazında açılmalı, ayrıca özellikle eğitim fakültelerinin ilköğretim ortaöğretim kademelerine öğretmen yetiştiren bölümler, en az 4 hafta okullarda uygulama yapmalılar. Eğitim fakültelerine alınan lisans öğrencilerden öğretmenlik mesleğine engel olmayacak sağlık koşulu aranmalı bu her yıl fakülteyi kazanan öğrencilerden alınmalıdır.
23. Üniversitelerimizde öğretmen olacak öğretmen adaylarımıza öğretmen odaklı eğitim yerine, öğrenci odaklı eğitim vermeye gidilmelidir.
24. Eğitim fakülteleri ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında sıkı bir işbirliği yapılmalı. Ülkemizin gelecek yıllar ve de alanlar itibariyle öğretmen ihtiyacı gerçekçi bir şekilde planlanlanmalıdır. Öğretmen yetiştiren kurumlar dışındaki fakülte ve yüksekokullardan öğretmen ihtiyacı karşılanmamalıdır. Eğitim alanındaki sorunlara çözümler üretilmelidir. İleriye yönelik hedeflerin vakit kaybedilmeden belirlenmesi sadece devletin değil, özel kurum ve kuruluşların ve de tek tek bireylerin, aktif çabalarıyla mümkün olacağını da burada vurguluyoruz.
SONUÇ:
Sonuç olarak, MEB, YÖK, DPT, öğretmen sendikaları, veliler, çizerler, yazarlar ortaklaşa çalışması ile sağlıklı ve gerçekçi bir öğretmen yetiştirme politikası üretebilirler. Bu net olarak belirlenmeli ve sürdürülmelidir. Eğitimin kalitesi konusunda işi değil beyinleri değiştirmedir. Kötüler eleştirilerek iyilere sahip çıkılmalıdır. Bilimsel öğretim metot ve teknikleri ile çocuk, genç psikolojisini bilen nitelikli öğretmenler çağdaş ve sistemli bir öğretmen formasyonu ile yetiştirilmelidir. Türkiye’de öğretmenlik mesleğini benimseyen, mesleki aşkı olan, eğitimin üretken gücüne inanan çağdaş eğitim anlayışları izleyen kaliteli öğretmen yetiştirmek istiyorsak Milli Eğitim Bakanlığımızca değişen Türk toplumunun hedef ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir konseptin hazırlanması kaçınılmazdır. Gelecekte öğretmen yetiştirmede kendi toplumumuzun hedef ve ihtiyaçlarına cevap verecek kalite öğretmenlerimiz, eğitim fakültelerimizde yetiştirilecektir. Türk toplumu yarını değil, yarınları, yüzyılları hedeflemek zorundadır. Türk toplumunun hedef ve ihtiyaçları gün geçtikçe değişmektedir. Bu hedef ihtiyaçların doğrultusunda okullarımızda Öğretmen adaylarının uluslararası alandaki gelişmeleri takip edebilmeleri için lisans eğitimi sürecinde mesleki yabancı dil eğitimi almaları da sağlanmalıdır. Öğretmen niteliğinin artırılması için, eğitim fakültelerinin sayıları ülkenin gereksinimlerine göre sınırlandırılmalı; istihdam politikası doğrultusunda yeni eğitim fakülteleri açılmalı, eğitim fakültelerinin öğrenci kontenjanlarının belirlenmesinde de ülkenin kısa ve uzun vadeli gereksinimleri ve eğitimin niteliğinin artırılması hedefleri göz önüne alınmalıdır. Bu münasebetle alan eğitimiyle ilgili olmayan dersleri kaldırılması gerekmektedir Öğretmenlerin yetiştirilmesinde ve atamasında arz talep dengesinin sağlıklı bir şekilde yürütülmemesi neticesinde yığılmaları önlenecektir. Burada şunu vurguluyorum. Okullarımıza kaliteli öğretmenler yetiştirilmesi kaçınılmazdır
Kaliteli öğretmenler kaliteli programlarla, kaliteli öğretim elemanlarımızca yetişecektir. Buna tüm kalbimle inanıyorum.24 Kasım Öğretmenler Günü’nün hayırlı ve uğurlu olması dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.