Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Mehmet Akarca, Batı medyasının, özellikle son 3-5 yılda Türkiye ile ilgili yanıltıcı mesajlar verme çabası içerisinde olduğunu belirterek, Türkiye üzerine yazılan senaryoların filmleri aratmadığını söyledi.

Yaratılan algı operasyonlarının, Türkiye'yi dünya kamuoyunda anti demokratik göstermek isteyen birtakım ülkeler tarafından yapıldığına dikkati çeken Akarca, Gezi olaylarında bu algı sürecinin bariz bir şekilde görüldüğünü hatırlattı.

Akarca, Türkiye'deki bazı dinamikleri harekete geçirip iç karışıklık çıkartmak için belli aralıklarla provokasyonlar düzenlendiğini belirterek, şunları dile getirdi:

"Bütün dünya Gezi olayları sürecinde sanki kendi ülkelerinde benzer olaylar olduğu zaman polis tarafsız kalıyormuş, müdahale etmiyormuşçasına Türkiye'de neden böyle müdahale edildiğini konu etmeye başladı. En son Katalonya'nın bağımsızlığı için yapılan referandumda İspanyol polisinin tavrı, bizdeki toplumsal olaylardaki polisin tavrından çok çok üstünde acımasızdı."

Süreç içerisinde 17-25 Aralık'ta ortaya atılan pek çok düzmece bilgi ve belgenin de dünya kamuoyuna çok hızlı bir şekilde servis edildiğini ifade eden Akarca, Türkiye'nin gittikçe yükselen bir değer haline gelmesinden rahatsız olanların bu oyunlara başvurduğunu dile getirdi.

Akarca, Türkiye'nin güçlenmesiyle yapılan karalama çalışmalarının aynı çizgide ilerlediğine işaret ederek, bütün engellemelerden ve basın yoluyla yapılan algı kampanyalarından sonuç alamayan şer odaklarının, en son 15 Temmuz'da Türkiye'yi hizaya getirmeye çalıştığını anlattı.

Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türk milletinin gösterdiği kararlılıkla darbe teşebbüsünün de boşa çıkarıldığını ifade eden Akarca, şunları belirtti:

"Bu girişimin neden ve sonuçlarını göstermek ve Türkiye'de her 10 yılda bir darbe olduğunu anlatmak için göreve geldiğim 1 Eylül 2016'dan beri birçok yabancı gazeteciyi belli aralıklarla Türkiye'ye davet ettik. En son 15 Temmuz'un birinci yıl dönümünde Bolivya'dan Pekin'e, Kuala Lumpur'dan New York'a ve bütün Avrupa ülkelerine kadar yurt dışından bu kez 340 yabancı gazeteci davet ettik. Burada farklı bir fotoğraf sergisi açtık. Darbe girişimi gecesi çekilen fotoğraftaki kişileri ve fotoğrafı çeken foto muhabirini de buraya getirdik. Yani şahitli, delilli, ispatlı bir şekilde 15 Temmuz’u anlattık, yabancı gazetecilerin onlarla röportaj yapmalarını sağladık."

Akarca, röportajlarda pek çok gazetecinin darbe fotoğraflarını ilk kez gördüğüne tanık olduğunu ifade ederek, heyetin olayın şahitlerinden ve fotoğraflardan çok etkilendiğini söyledi.

 "Türkiye aleyhinde bir yazıya rastlanmadı"

Ziyaret süresince pek çok Bakanın da BYEGM'ye gelerek yabancı gazetecilere, darbe girişimine ilişkin açıklamalarda bulunduğunu kaydeden Akarca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yabancı gazetecilerin çoğu Türkiye'ye ve 15 Temmuz'a ilişkin kanaatlerinde büyük değişiklikler olduğunu anlattı. Ziyaret sonrasına ülkelerine dönen gazeteciler burada şahit oldukları olayları, fotoğrafları gazetelerinde haberleştirdiler, makaleler yazdılar. Biz de bu 340 gazetecinin yayınladıkları makaleleri, haberleri kitaplaştırdık ve bunlar 7 cilt oldu. Tüm bu veriler ve röportajlar ciltlerde de görüleceği gibi yabancı gazeteciler tarafından haberleştirildi."

Akarca, kitabı, başta TBMM Kütüphanesi olmak üzere bütün Bakanlıklara ve ilgili kurumlara gönderdiklerini ifade ederek, eser niteliğindeki bu kitabın tarihe düşülen bir imza ve detay olduğunu dile getirdi.

Yapılan bir haftalık organizasyonun çok yerinde ve etkili bir çalışma olduğunu belirten Akarca, "Arkadaşlarımız tüm bu yazıları raporlaştırdı, analizini yaptı. Yaptığımız analiz sonucunda haberlerin yüzde 80'nin son derece olumlu olduğunu gördük. Yüzde 20'si de yüzeysel gözle bakmış. Türkiye aleyhinde kötü bir yazıya rastlanmadı bunların içerisinde. Dolayısıyla dünya kamuoyuna Türkiye'nin iyi bir mesajı olduğunu düşünüyorum. Zaten dikkat edilirse son dönemde tüm dünyada bu 15 Temmuz'un FETÖ'cü hainler tarafından gerçekleştirildiğini gördü." sözlerine yer verdi.