Mustafa Özyıldız
EREĞLİ-11-ELEŞTİRİ ,SİNERJİ,EREĞLİ KÜLTÜRÜ
Türk Milleti olarak tarihte, eleştiri kültürünü özümsemiştir, uzun dönem ,bu kültürü baş tacı etmiş
ender milletlerden birisidir. “Hatanı hatırlata hürmet et!…”, atasözü bile, bu
konuya ne kadar büyük hassasiyet gösteren bir millet olduğumuzu anlatmaya
yeterlidir. Hem geleneklerimizden aldığımız kültür hem de İslâm inancının etkisiyle
“eleştiri kültürü” bizde en olgun biçimiyle kullanılmış ve günümüzde ise değişime
uğrayıp negatif yönü hissedilir ve agır basar hale gelmiştir. Neticede ,toplumsal hayatımızda
eskilerin münekkit dediğimiz eleştiriyi yapanın , konunun daha doğru ortaya
konulmasına hizmet etmek amacının çok ötesinde; hata bulmak, yanlışı ifşâ etmek,
hatta muhatabını küçük düşürme gayesini güder hâle gelmiştir. öte yandan,
atalarımız “İğneyi kendine çuvaldızı başkalarına batır!” diyerek asırlardır bu hususta en önemli kriteri de ortaya koymuştur, diğer yandan karşı cephe yönüyle ardı arkası gelmeyen dikkatsiz
eleştirisel durumla, eleştiriye uğrayanlarda “tahammülsüzlük” dediğimiz sonucu
doğurmakta ve az da olsa, doğru- dürüst yapılan eleştirileri bile kulak ardı eder
hâle sürüklemektedir.
Eleştiri kişinin hak ve hürriyetlerine yönelik değil, kişinin söylediklerine,
yazdıklarına ve icraatlarına yönelik olabilmelidir. Her kişi saygındır; muhteremdir ve
bir insan olarak eşittir. Onun kişisel hak ve hürriyetlerine ne adla olursa olsun tecavüz
edilemez. Ancak kişi sözü, yazdıkları ve icraatlarıyla eleştirilebilir. Bu da “saygın bir üslûp”
gerektirir.
Bu gün maalesef- konunun bu yönünden de uzaklaşmış ve pek çok yer de eleştiri üslûbunu “hakaret üslûbu” hâline getirmişlerdir.
Türk kültürü bireysellik ve toplulukçuluk ölçeğinde genelde topluluk yönü agır basan özellikler gösterir.
Kültürün ekip çalışmasını zorlaştıran özelliklerini törpüleyip kolaylaştıran özelliklerini ön plana
çıkarırsak dev ve nitelikli sayılabilecek başarılar yakalamak mümkün,
toplumsal olaylar, başarılar cephesinden, insanları GERÇEKLEŞTİRENLER,
gerçekleştirmesini SEYREDENLER
ve bu olaya, sonuca ,bu başarıya HAYRET EDENLER Şekliyle gruplandırabilir
Ereğlimiz de bu gruplandırmada büyük çoğunlukla hangi katagori de dersiniz?
,Ereğli toplumu eleştiride ,kritiklerde hala
KİŞİLER,
OLAYLAR,
DÜŞÜNCELER,FİKİRLER,
ayırımını yapamamış seviyelerdedir,
siyaset iş dünyası ,kültür ve toplumsal hayat konularında kişiler ve olaylar boyutu hala aşılamamıştır ve hala bu böyle de devam edip gitmektedir, , eleştiride muhatabın yüzüne söylenebilme oranı,MERTCE ELEŞTİRİ dediğimiz fiili durum binde birin altındadır.
bunun da bizce bilinen çok çeşitli ictimai sebebleri de mevcuttur.
Eleştiride genelde körü körüne eleştiri dediğimiz şekliyle verimsiz nitelikte olması ,konu ile alakalı çözüm üretilmemesine yada yanlı çözümlere kaçılmasına sebebiyet vermekte.
asıl olan fikirler üzerinden olması gereken kritikler yapılamamaktadır ve yarım asırdır siyaset iş ve sosyal meselelerle alakalı şehirde uzun süren kayıkçı kavgası da halen sürmektedir
bu ortamda,
bu sabır gerektiren meşakkatli alanda ,kişi odaklı,kim ne dedi ?,kim ne yaptı ? sorularının peşinden gitmeyen, kul hakkına girmeden, bakış acısı olarak kör bir noktada kalmadan hareket edilebilmelidir.
Yarım asırı geçen süredir, yaşanan gerçekler , yapılan ereğli yerelindeki kavgalar,olaylar bunu fevkalade iyi göstermektedir.
Yatırım perspektifinden ,
Ereğli ve yöresi doğumlu büyük yatırımcılara ve yatırımcı gruplarına bir bakacak olursak,
20 MİLYON DOLAR VE ÜSTÜ SERVETLERİ İLE,
Oger-Holding –Almanya ,Vural Öger
Kamer Holding-Özer Sevencan
Atlas Yatırım-Okyanus Grubu –Nusret Argun
Tayaş Gıda –İst (Sevket Taycı)
İle büyük iş adamları olarak
Abdullah Özdoğan-İst
Zihni Yağcı-İst
Mustafa Maç-Ankara
Velid Günay-İst
Ali Talip Özdemir-İst
Okay Süllü -İst
Hasan Akgüç-Ereğli
Akbel Süt-Ereğli
gibi büyük iş adamlarımız ile
Ereğli merkezli ağırlıklı süt işleme endüstrisi sektöründe faaliyet gösteren
Ağırlığı Ayrancı Berendi köyü kökenli ailelerce yönetilen ve aile şirketleri özelliklerinde olan 25 ‘in
üzerindeki işletmelerle , 70 kadarda tarım hayvancılık,inşaat vb sektördeki orta ve ortanın üstünde büyüklükte işletmeleri görmekteyiz,
bu ölçekte bu fabrikalar büyüklüğüne ulaşmış olan kentte neden daha global katma değeri yüksek yeni bir sektör ,yeni holdingler ve yeni iş oluşumları ,üretim kooperatifleri gerçekleşmemekte….
Şehrin beşeri sermayesi olarak ülke geneli ortalamasının üzerinde bir sayıda rektör
ve dekanlar dahil 250 sayısının üzerinde akademisyen, ilim adamı, ve bir o kadarda
üst düzey bürokrat ve iş adamı onlarca milletvekili, bakan ve binlerce teknik eleman
eğitimci yetiştiren şehri - Ereğli Karabük (KAR-DEMİR) ve Eskişehir
(SARAR GRUP) örneklerinde olduğu gibi memleketinde bulunan döneminin
Türkiye de entegre en büyük tesis olan Sümerbank dokuma fabrikasından
NEDEN yerli bir büyük holding ve yatırımcı grubu ve büyük bir tesis çıkartamamıştır.
Başarılı olan Çok ortaklı yapılarda ise merkezi Konya da bulunan ve Ereğli çiftçisinin
Çüzi bir pay( %15)ANADOLU BİRLİK HOLDİNG -PANKO-BİRLİK bulunmakla birlikte holding yönetimi ikna edilip, TORKU yatırımları Ereğli’ye şu asamaya kadar kanalize edilememiştir ve SÜT BİRLİĞİ,
DAMIZLIK SIĞIR BİRLİĞİ gibi şehir ekonomisini 5 asırdır en iyi bildiğimiz işe yani
tekstil sanayisinden tekrar tarım ve hayvancılığa dönüşüme yöneldiğini görmekteyiz,
Sinerji son 20 yılın dünyanın sıkça kullandığı bir kavram kelime anlamı,
‘İşbirliği’’ görevdeşlik’ olan kavram işletme ve üretim kültüründe büyük ölçüde değişen üretim ve yönetim anlayışı ile yakın dönemlerde gündeme geldi.
Zamanımızda artık bireysel beceriler artık sorunları aşmaya tek başına yetmiyor,
Yüksek performans ve uyumlu çalışma modeli
-Bireysel kaliteye,
-Ekip kalitesine,
-Yönetim kalitesine bağlıdır.
Bir başka izahla,Sinerji 2 den fazla kişinin biraraya gelerek çalışmaları sonucu tek ,tek
oluşturacakları başarıdan elde edecekleri sonuçtan daha fazlasını elde
etmelerini ifade eder ,beşeri ilişkilerin sonuçları matematiksel sonuçlar
gibi olmaz, sonuçlar daha farklıdır, matematikte,20+20 =40 iken sinerjide bu sonuç
50 yada negatif sinerjide sonuç 30 a yada daha azına eşit olabilir.
2050 kadar iş trendlerinde ,gelişen ekonomilerde,
-her türlü işte daha çok ekip çalışması yapılacak
-her düzeyde daha çok liderlik davranışına ihtiyaç duyulacak
-etik önem kazanacak,
-her iş mutlaka elektronik ortamda ölçülecek
-yapılan her işin etkinliğinin ölçülür olması sağlanacak
Ereğlide her türlü iş organizasyonda ,siyaset dahil,ekip çalışmalarında kentin lehine
olabilecek ölçüde ve nitelikte sinerji yakalanamamakta ise sebebler nelerdir?
Ereğli uzun dönemler boyunca pek çok iş ve oluşumda epey gayret ve çaba gösterse de bir türlü sonuç alamadı.
1960 yılında Almanyadaki Ereğlili işçiler ve elma yetiştiricilerince kurulan çok ortaklı ERSU örneği, yerel yönetimce işletilen TUĞLA ve ŞİŞELEME tesisleri ile
ETİ BİSKÜVİ, BİRSA,DOĞA HASTANESİ, SÜMERBANKın özelleştirilmesi sürecindeki başarısızlıklara hangi etmenler sebep oldu?
ERSU girişimi ve ETİ BİSKÜVİ neden kısa sürede Ereğlilerin elinden çıktı.
Cevap İYİ EKİP ve iyi bir PROFESYONEL YÖNETİCİLER çıkarılamaması ile alakalı olabilir mi?
Ereğli tarihi ,bir asırdır EREĞLİ SÜMERBANK BEZ FABRİKASI ‘ nın kurucuları gibi dönemin birkaç yerel lider ve önder hariç Ereğli,ekonomisini,sanayisini,sosyal ve kültürel hayatın değişimini dönüşümünü sağlayan ulusal ölçekte ve büyük iş organizasyonun içine girememekte ise sebepler neler?
Uluslararası ölçekte marka olmuş isim ve holding (Oger Holding-Almanya,Vural Öger) hariç çıkamamıştır.
Kalkınma ,sanayileşme mesele biraz da orta Anadolu bozkırının,kentlerinin bir kısmının kaderi gibi görünmekte olup, değişim aynı zamanda bir asırlık rüyasıdır da.
İyi ekipler oluşturabilmemiz için 2 temel şart esastır.
-Profesyonel olmak
-Olgun insan olmak
Bugün buna bugünkü tabirle duygusal zeka şekliyle bakabiliyoruz
Duygusal zekada, olgunluk düzeyleri gelişmemiş gelişmesine caba harcanmamış,
bu yönde yetişmeye gayret etmemiş bireylerin İYİ EKİPLER oluşturabilmesi nadirdir,
Ereğli’de iş ,sosyal organizasyonlar ve diğer alanlarda karar verici noktadaki
İnsanlarımızın son 50 yıldaki yaptıkları analiz edildiğinde sonuç itibariyle esnek olmayan yapıda olmaları , kentte gelişimi yavaşlattığı ortaya çıkmaktadır…..
Buda kentte gelişmesi gereken, oluşabilmesine caba harcanması gereken sinerjiyide negatif sinerjiye çevirmektedir.
Verimlilik işi doğru yapmaktır, Etkinlik ise doğru işi yapmaktan geçer. Verimli ve başarılı olmada kişilerin bilgi ve kabiliyetleri yetmez, günümüzde insan ilişkilerinde uyum ve hayata bakış acısı duygusal olgunluk ve duygusal zeka ile bireysel başarıyı bireysel kaliteyi büyük oranda belirlerken çok ortaklı girişimler ve yeni iş alanları ve oluşumlarında kaderini etkilemektedir.
Basma kalıp iş yönetimleri ile dün yaptıklarımızı tekrarlıyarak daha cok calışşak bile başarılı olmak artık mümkün değil,
Kişi duygusal olgunluğa sahip değilse işini çok iyi yapması ya da çok donanımlı olması fazlaca bir öneme haiz değil,
Duygusal olgunluğu olmayan kişi ne kadar zeki ve aktif ise işinde yönetiminde dik duvar örebilir,dik rampa çıkarabilir karşımıza,
Ereğli de 50 yıllık siyaset, ve çok ortaklıklı işlerle ilgili gözlemler,deneyimler , bunu göstermiyor mu ?
Çoklu iş organizasyonları ve insan ilişkilerinde zorlanmadan , Zorlamadan istediğini elde edebilmek yol ve yöntemimiz olmalıdır..
Kültürümüzle ilgili değerlendirme yaparsak cogu zaman uzlaşmacılık bizim kültürümüzde,
sosyal yapımızda her hikmetse yer almaz yada çok az yer alır diyelim ’söke söke almak’tuttuğunu koparmak’ bizde birer meziyet olmuştur.
Oysa ekip çalışmasında,profesyonellikte, grup çalışması merkezinde ve temelinde uzlaşmaya dayalı,kazan/kazan çözümleri yatar
Bireysel kalite iki yönlüdür.
Türk kültüründe insanlar birilerini kendinden kabul ederlerse kale alırlar
yani dikkate ve birbirlerini hesaba katarlar Türk kültüründe birliktelik duygusu vardır,
İmece örfümüzdür ,adetimizdir ,gelenektir.
Ereğli’de uzun dönemlerden beri oluşan zihin haritamızdaki engelleri kaldırabilirsek
Büyük ölçüde sinerji oluşturabiliriz,
Grup çalışmalarında başarı ‘yaptığı işi seven ,
sevdiği işi yapan’insanlarla elde edilebilir.
Grup çalışmasına yatkın olmayanlar
-neden işe yaramayacağını göstermeye çalışırlar
Karşısındaki fikri çürütmek yönüyle izah ederler
Söze genelde ama şekliyle girerler
--Grup çalışmasına uyumlu olanlar
-nasıl yararlı olacağını göstermeye çalışırlar
Zorlukların üstesinden geliniş şekillerini izah ederler
Karşı fikrin işe yarar yönünü değerlendirme taraftarıdırlar
Kaliteli bireylerden oluşan ekipler kaliteli olur diye bir kural yok,
Burada iki temel dikkat noktaya dikkat edebiliriz
-ekip üyelerinin doğruluğunu tartışmayacakları ve kesinlikle uyacakları ortak değer sisteminin varlığı önem taşır,diğer taraftan
Güven unsuru ile amaçları zorlamadan ve zorlanmadan elde etme becerisi esastır.
ekip olarak uyumlu çalışma becerilerinin geliştirilmesi olarak ta
karar verme ve problem çözme ile alakalı düşünme sistematiğinin bulunması
uzlaşmaya dönük çalışma stratejilerinin varlığı,
toplantı usulü çalışma modeli,
müzakare becerisinin geliştirilmesi olmazsa olmaz şartlardır.
Güven duygusu iş hayatında beşeri ilişkilerde her türlü ilişkinin temelinde bulunan harçtır.
Başka insanlara beslenecek güven duygusunun temelinde insanın kendine güveni yatar
Kendine güvenemeyen insan başkalarına güvenemez,
Kendisi güvenilir olamayanda başkasını güvenilir bulamaz,
Güven duygusunda 3 boyut şudur.
-kendine güven duymak
Güvenilir olmak
Başkalarına güven duymak
Ereğli’de çok ortaklı oluşumlarda temel problem budur.
Kendine güven güvenilir olanın ve başkalarına güvenmenin temelini oluşturur,
Kültürümüzde ,’kişiyi nasıl bilirsin? kendin gibi’ sözü bunu çok iyi anlatır
Güvenilir olmak ise sözünü tutmak
Özü sözü bir olmak , bir görevi yapacak yetkinlik ve beceriye sahip olmak, dürüst olmak
,sorumluluk sahibi olmaktır
Başkalarına güven duymamızı belirleyen faktörler ise
Beklentiler, kişisel özellikler, dünya görüşü, riskler, çıkarlar,
-Politik görüş farkı
Bölgeselcilik, kıskançlık ,az olsun bizim olsun yaklaşımı
Başarıyı kabullenememe, haset fesat güven duymamızı zorlaştıran faktörlerdir.
Başarıda, insan ilişkilerinde başarılı olmak mutlak şarttır
Ereğlide 1 asırdır neden siyasetçilerimiz ve üst düzey bürokratlar görevleri sonrası
Ereğli’de kalmadılar?
neden bir iki istisna dışında çoğunluk büyük kentlere göçtü gitti.
Hoşgörü ve esneklik prensipli olduğu zaman ticarette, siyasette etkinliği artırır
Esnek olmayanlar yani katı mizaçta olanlar ,işte siyasette beşeri münasebetlerde
olmuş olana takılır,İleri gidemezler
Hoşgörü ve esneklik grup çalışması içinde uzlaşma ile bütünleşir
Uzlaşma kültürümüzde taviz veren şekliyle anlaşılıyor olsa’da gereklidir.
Katı mizaçtakiler,i şlerini yalnız ve kendi usullerine göre yaparlar ve işi en çok ta kendilerinin iyi yaptıklarına inanmak noktasının bir adım ilerisine de gidemezler.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.