Mustafa Özyıldız

Mustafa Özyıldız

EREĞLİ-18-EREĞLİ'DE NEDEN HEP MİLLETVEKİLİ MAAŞLARI TARTIŞILIR?

 

Gençliğimden bu yana  hatırlarım, bu kentte uzun  yıllar boyu hep bir  maaş

 meselesi   gündemde kalmıştır ,konuşulmuştur.

Milletvekili maaşları  

 Neden devamlı tartışılır dururkonukamuoyunda ?

Şehirde, Mütahiti,sanayicisi,büyük ziraat işletmecileri  gelirleri yanında

küçük sayılabilecek bu  durum ,bu mali imkan neden abartılmaktadır?

Başka konuşulacak konu mu kalmamıştır,bilinmez.

kenti ilgilendirebilecek ciddi konular nedense

yazılmaz çizilmez,konuşulmaz !

bütün kesimler söz birliği edercesine kentin geleceği ile alakalı ciddi

konulara yönelik neden hep   kulağının üzerine yatmayı  bir şekilde tercih ederler .

bu hususta bir  misal mi istersiniz?

 Dernekler ve Jeoloji mühendisleri ve diğer branş mühendisleri 25 yıl önce Akgöl ve

 sulak alan havzasını koruyun, tarımda aşırı gübre kullanımından kaçının,

 aşırı tarımsal ilaç kullanımında kaçının, eko sistemi bozmayın,  iklim değişikliğinden

 daha az etkilenin, Ereğli ve Karapınar’da aşırı su gereksinimi olan ürün ekmeyin,

pancar ekmeyin, obruklar oluşur çeşitli riskler meydana gelir derken de kimseler

umursamıyor idi.

Bugün, sonuçlar çok net ortadadır.80lerde  Tamek'in reçel reklâmları ile ünlenen Türkiye’nin en lezzetli meyve ve sebzelerinin yetiştiği kent merkezindeki  bahçeler  ve büyük miktardaki ağaçlık alan kurudu.

  Son 20 yılda, Türkiye çapında haber olan, toz fırtınaları oluşmaya başladı, Ortalama yıllık yağış ak göle  can suyu, kesilmeden önceki 23 yılda 315 mm iken sonraki 23 yılda 287 mm oldu (% 8,9 azaldı, bu azalma max. ve min.daha belirgin  değerlerdedir.) yeşil alan kuruduğundan yağmur bulutları yağmura dönüşemeden Ereğli’yi terk etmektedir.

Kent merkezini çevreleyen mahallelerde yüz bini aşan büyükbaş hayvan üretimine ulaşan şehir, ciddi miktarda azot üretimi artışına maruz kalmış ,şehrin turizme yönelebilme imkanı kalmamış, çevre ve insan sağlığı acısından bu sebeble belli riskler oluşmuştur

 Karapınar civarında 30 obruk meydana gelmiş . Ereğli'yi ve Karapınarıbekleyen  tehlike, şimdi tahminen 925 m (cansuyu kesilmeden önce tahminen 975m) olan yer altı su seviyesinin, Tuz gölü seviyesinin (905 m) altına düşmesi halinde bu iki ilçe köylerinde ilelebet tarım yapılamaması ihtimalidir.

bölgede bunlar ve vb. konularla alakalı ne yazık ki oldukça çeşitlilik arz eden bir takım fevkalade büyük

risklerle sıkıntılarla yüz yüzeyiz.

Cehalet,ihtiras ve rant kurbanı olan bu tabiat harikası coğrafya ,bu kadim kent maalesef sessizce  çöl olmaya doğru sürüklenen bir kaderi yaşamaktadır.

Yeri gelmiş iken bir olayı anlatayım

Yıl 2001 ,Ereğli'deyim, şimdi rahmetli olan Eski Belediye Başkanlarından Rıza Denizoğlu bey

 ile karşılaştık ,Halhatır,hoş sohbetten sonra, ben ısrarla Ereğli ve problemleri ile alakalı

 konulardan konuşmak istedim bazı konularda görüşlerini almak istedim o ise bana ,

Ereğli’deki arazilerini mütahhite vereceğini ve Ereğli ile ilgili konularda problemler ve

 çözümlerle alakalı ümitsiz olduğunu ,ilgilenmediğini hissettirdi. Bu durumdan müteessir oldum

ama dışarıdaki Ereğli’ leri de küstürdüğümüz ,ümitsizlendirdiğimizde bir gerçek olarak  ortada değil mi?

Bir elin parmaklarını geçmeyen istisnalar,gönüllü çalışmalar  hariç  dışarıdaki

Ereğliler ya Ereğli’den kendilerinin

  ilk ayrılışlarındaki kırıklıklar,kötü anılar, ile bıraktıkları,1960-70-80 yıllardaki şehri

 bulamamaları yada uzun yıllar bu kentin dışında olmalarının etkisiyle yılda bir kez gelip

mezuniyet ,sıkma günü programları dışında şehrin meselelerine el atma cesareti yada

 isteği göstermemektedirler, neden?

Şehir zamanında ,tekstil kenti olma yolunda gayret içinde olan  Denizli’ye Gaziantep’e

 bilgi ve insan gücü sermayesi ile nasıl  destek olmuş ise bugün bu yardım şekli ters

 yönlü olmak durumundadır.

   Kent stratejik planlamasını , master  planlamasını  yaparak  sorunları  zaman içinde aşabilir,

Şehir efsanesi haline gelmiş’’  Bu Şehrin sahibi yok ‘’edebiyatını bir an önce bitirip,

Kolları sıvamalı ,

fazla politize olmadan,

 fazla mikro milliyetçiliğe yönelmeden,

kentin, ben neyim?

Ben ,ne yapmak istiyorum?

Kent olarak hedeflerime ne ile nasıl ulaşabilirim?

Sorularını stratejik planlama mantığı içinde sorarak

hızlıca ,karar verici makamda olanlara ileterek  yol haritası, master planı  acilen çıkarılmalı ,hızlıca seminerler ,arama  konferansları ,üniversite katılımlı sempozyumlar organize edilebilmelidir.

Son 30 yıldır şehrin siyasetine yön vermek isteyenyerel seçim ve genel seçimler öncesi

ekranlarda görünenler,adaylık gayreti içinde olanlar , her dönem ismi sıkça geçen  aday  adayları,Ereğli siyasetinde 30 yıldır bütün  partilerden  ön plana çıkan ağır abiler,geleceğin siyasetçi  namzetleri,genç aday adayları,

Neredesiniz?

Kentin tarım ve hayvancılık dışındaodaklanabileceği  ilgi alanları olarak sayabileceğimiz

 ciddi sayılara ulaşan okumuş kesimin kentte ayrılması yani bir nevi  beyin göçü,

issizlik ,sosyal ,kültürel, çevresel,ekonomik, problemler  yığınla  birikmiş olarak

önümüzde durmakta .son 30 yıldır ,Doğal Cevre ,sosyal Cevre,  kültürel  Cevre yönleriyle

kentte  geriye gidiş maalesef  hızlanmış durumda

 Eğitimimim ve çalışma hayatında Konya’da ,Ankara’dave İstanbul’da bulunduğum

dönemlerde Ereğlili sayısız hemşehrilerimizle  yaptığımız farklı zaman aralıklarında

 siyaset üstü sayılabilecek nitelikteki yapılan istişarelerde ,temaslarda elde edilen

kanaati, bir cümlede, bir deyimle  ifade edelim.

Ereğli  ancakkendi yağı ile kavrulabilecektir.

Gelelim  milletvekili maaşları meselesine

Milletvekili maaşlarının yüksekliğini fazla gözde büyütmemek lazım, Neden mi?

  Hemen her gün milletvekilinin heyetler halinde misafirleri gelir, onları yemeğe götürmek zorundadır. elini cebine atar,…

  Hemen her gün milletvekilinin hastası, hasta yakını gelir. Hastaları hastaneye götürür, refakatçilerine, yakınlarına kalacak yer bulur.  elini cebine atmak durumundadır…

  Seçim bölgesinde sık sık düğünler, sünnet törenleri olur. Küçük de olsa bir altın takmak icap eder. Niğde'den bir örnek vereyim bir dönemde bir milletvekili 2 bin çeyrek altın takmıştır cebine atmak durumundadır…

  Açılışlar, hemşeri dernekleri yemekleri ve bu çerçevede gerçekleştirilen toplantılar yapılır. Milletvekili de bu toplantılara katılır genellikle. Ve milletvekili harcama yapmak durumundadır…

  Yerel basına yılda en az birkaç kez paralı ilan vermek zorundadır. Ve elini cebine atmak durumundadır…

  Seçim bölgesine arayı fazla uzatmadan periyodik ziyaretler yapmak zorundadır. Bu da büyük masraf. Ve elini cebine atmak durumundadır…

  “Yolda kaldım, param bitti, borçlarım var…” diye gelen çok sayıda seçmen vardır. ve elini cebine atmak durumundadır…

   Hayat standartları normal vatandaştan biraz daha yüksektir, milletvekilinin. Mesela her arabaya binemez, giyimine kuşamına dikkat etmesi lazım. Ve  elini cebine atmak durumundadır…

Dikkaten hep kaçar;

neden başka bir bürokratik kurumun maaşı, ayrıcalıkları milletvekilleri kadar konuşulmaz?

Paşaların, generallerin imkânlarıyla milletvekillerinin imkânları neden kıyaslanmaz?

 emekli Genelkurmay başkanları ile eski başbakanların mali imkânlarına da bi bakabilsek !

TBMM’deki yemeklerin ne kadar ucuz olduğu hep anlatılır.

 Orduevlerinde yemekler ve öteki hizmetler TBMM’den çok çok daha ucuz

Biraz araştırmak ve kıyas etmek gerekmez mi?

Günün sözü

‘’Milletler, topla ,tüfekle, zırh ile, ordularla, tayyarelerle  yıkılmıyor, yıkılmaz,  milletler ancak aralarındaki bağlar çözülerek herkes kendi başının derdine ,kendi havasına, kendi menfaatini temin etmek sevdasına düştüğü zaman yıkılır’’

 Mehmet Akif Ersoy,Ekim 1920

‘Kastamonu konuşmasından ‘

Sağlıcakla kalın

Mustafa Özyıldız

Kastamonu Üniversitesi / Müdür

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.