Mustafa Özyıldız
EREĞLİ'DEN YETİŞEN BİR YAZAR ,BİR OLAY
BİR YAZAR ,BİR OLAY
Deli Mustafa AĞA ,M Fuat GÖKBUDAK ,A Rasim EREL, DP’den Şehabettin SAYIN; AP ve DP’den Dr. Faruk SÜKAN; CHP’den Ali GÖKBUDAK, Salim EREL.’le devam eden trend yerel siyasette Kenan AKPINAR, Selçuk BAYBURT, ANAP’tan Nihat HARMANCI, Ali Talip ÖZDEMİR, DYP’den Hasan AVŞAR, , Murteza ÇELİKEL, Nimet BAŞ’la devam etti. Bu isimler ,şehrin siyasetinde ve hafızasında belirli dönemlerde az yada çok yer ettiler.
Siyaset alanı dışında bir asırlık tarihte ise Sarkis ÇERKESYAN, Feridun Nafiz UZLUK, Şehit Kamil ATALAY, 1960’ların ve ihtilal döneminin Türkiye’yi şaşırtan meşhurlarından Ereğlili Necdet ELMAS, Bunun dışında Agâh Oktay GÜNER, Şaban KARATAŞ, Haydar ÖZALP, Özal BAYSAL, Sanatçı ve Bestekârlar Mustafa SEYRAN, sanatçı Nadide SULTAN, Suna KAN, Arif SAĞLAR, İş dünyasında önemli simalar, Avrupa’nın en çok tanıdığı Türk , Vural ÖĞER, Yavuz CANEVİ, eğitimci, siyasetçi Mustafa ÖZDAĞLAR, Hacı ANGI, Erol EREN Mehmet SERT, Münir IŞIK, Hayyam GARİBOĞLU, Agop MIHCI, ,son yıllarda Taha AKGÜL,Rafet İNCE, Korhan ABAY,YILDO(Ahmet Yıldırım BENHAYYAT),BAMBAM lakaplı bir dönem Türkiye’nin en uzun boylu kişisi olan basketbol ile spikerlik yapan Halil İbrahim KUZUCU
gibi farklı mesleklerden farklı kişilikler önemli hemşehrilerimiz listelerinde yer aldılar.
Siyaset dünyamızdan, işve akademik dünyamızdan bir asır içerisinde şu Ereğli’mizden son asırda kimler geldi kimler geçti…..
Şehirden yetişenler bireysel başarıda her dönem 10 numara olmayı bilmişlerdir, Siyasette iş dünyasında ve akademik alanlarda, bürokraside farklı dönemlerde hemşehrilerimiz önemli görevler alabilmişler. Tarihsel,Ekonomik ,kültürel ve Sosyal boyutlarıyla dönemsel olarak farklı yönlerini ülke geneli düzeyde zaman zaman ön plana çıkabilmeyi başarabilmişlerdir. Ereğlili olmamakla birlikte bu şehirde yetişenler de Ereğlililer gibi her dönem ,legal –illegal çok farklı türde ve ciddi yada ilginç kategoride iş oluşum ve aktivitelerler’de politik ,ictimai,teknik ve bilimsel yönleriyle isimlerinden bir şekilde söz ettirmişler pek çok farklı tür de olaylar içerisinde bulunmuşlardır. dik duruşu, kararlılığı, mertçe ve gözüpek tarzı daimi korumayı bilmişlerdir.. Ermeni tehciri sırasında Deli Mustafa Ağanın insiyatif kullanması , Konya isyanları döneminde tehditlere karşı kararlı tutum sergilenmesi, Malatya zirve davasında akademisyen ,hemşehrimiz(Ruhi Abad), 1980 li yıllarda yayıncı Süleyman Ege’nin kitap yakılma ve ceza davaları süreci, Suriye de Boğaziçi masterli Ereğlili , (Suphi Nejat Agırnaslı) Deniz Gezmizler'in avukatı Niyazi Ağırnaslı'nın torunudur. Döneminin meşhur Aşama Dersaneleri ve Dergisi sahibi Ereğlili eğitimci Mahmut Tezcan ile- Emperyal gazinoları-Ömer Lütfi Topal mesele arasında geçen olaylar, OYAK ‘la itilaf dolayısı ile hukuki mücadelesinde hemşehrimiz emekli albay -hukukcu Durmuş Türemen (Oyak-Garnitürler ve Organize İşler kitabına bakılabilir) hemşehrimiz,Prof. Dr. Bünyamin Duran’ın 2000 yılında profesörlük ünvanının YÖK ‘ce O günlerde alınması olayı ve daha sonra ünvanın mahkeme kararı ile iadesi hadisesi ,İlçe eski Müdürü Ebubekir Sıddık Dikmener in 6 defa tayin ve 6 kez mahkeme kararı ile Ereğli’ye dönüşü gibi onlarca ülke gündemine gelen farklı nitelikteki olay ve kişi sanırım bunun delilidir.Hemşehrilerimizin Bazıları Kritik organizasyonlar, sansasyonel, popüler-ilginç etkinlikler içerisinde dönem dönem yer almışlar, her dönem de politik eğilimleri ,dünya görüşleri farklılıklar arz etse de her daim dik duruşları kişilikleri ile belirli noktalardan anılmayı,hatırlanmayı hak etmişlerdir.
Bu ismi anılmayı hak eden Ereğlide yetişmişönemli isimlerden birisi de eğitimci yazar Mahmut Makaldır.
Son asır Ereğli tarihini ve kaderini etkileyen 2 önemli ekonomik ve kültürel hamleden bir tanesi Sümerbank fabrikasının Ereğli de kurulmasıdır.
Ereğli Bez Dokuma Fabrikası, Cumhuriyet ilk dönem, Konya’ya yapılmış elektrik santrali ile birlikte ilk ve en büyük entegre tesis olma özelliği taşır ve kapandığı güne kadar tüm dönemler itibariyle yaklaşık15 bin kişiye istihdam sağlamıştır.
Ereğli Bez Dokuma fabrikası döneminin ülke geneli en fazla kumaş üreten tesisi idi.
Ereğli Sümerbank Bez dokuma fabrikası, kurulmasını mütakib dönemde nüfusuna oranla yurtdışından gelenler ve başka vilayet doğumlu olanların ülke geneli en fazla yaşadığı kent idi, bu özellik 1975’li yıllara kadar da devam etmiştir.
Şehrin kaderini etkileyen ikinci önemli gelişme ise İvriz Köy Enstitüsünün kurulmasıdır.
Köy enstitüleri köylerin kalkınmasına yönelik köylere öğretmen yetiştiren yalnız köylerden öğretmen alan ve iş eğitimi ilkelerine göre çalışan yatılı eğitimim kurumlarıydı.
Enstitüler 1940 da kuruldu .
Ülke geneli köy sayısı 40 bindi ve bunlardan sadece 5 bininde o gün için okul bulunmakta idi.
Köy enstitüleri İsmail Hakkı Tonguç un tasarladığı biçimde geliştirildi fakat çeşitli nedenlerden dolayı kısmen uygulamaya devam edilebildi.
Öğretmenler ve enstitü öğrencileri hem üretici olarak çalışacak lar hem de eğitim öğretim etkinliklerinde bulanacaklar idi.
Öğretmen maaşları az olmakla birlikte ev geçimine yetecek miktarda tohum ekim dikim ve bu işle alakalı araç gereç ve yeterli sayıda hayvan besleme imkanına sahip
Olacaktı.
14 bölgede enstitüler açıldı,
Kısa sürede başta Ankara Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü olmak üzere İvriz,Aksu Akcadağ Akpınar gibi 11 enstitü faaliyete geçti.
Enstitülerde Halit Agaoğlu ,Hürrem Arman Süleyman Edip ,Şevket Gediklioğlu Rauf İnan Enver Karatekin Şerif Tekben gibi önemli eğitimciler ve entellektüeller görev aldı.
Öğrenciler günde 8 saat haftada 44 saat çalışıp (22 saat kültür dersleri,11 saat tarım uygulamaları,11 saatte marangozluk ,demircilik gibi zenaat dersleri göreceklerdi)
Birkaç yıl içinde 700 e yakın bina yapıldı,15 bin öğrencililik kapasiteye ulaşıldı.
1947 yılından itibaren ani bir kararla öğretmenlere toprak verilmesi kısıtlandı.
Öğretmenlerin ve öğrencilerin ders dışı üretim uğraşları kısıtlanıp öğretmenler bugünkü manada memurluğa özendirildi.
1948 de yasayla köylünün okul yapımı zorunluluğu ortadan kaldırıldı. Bir şekilde tarımsal üretimin kooperatifçilik benzeri kamuya ait büyük üretim çiftliklerinin faaliyeti yerine küçük ölçekli köylü, aile işletme modeli kurmak o günkü hükümet politikası olarak istenmiş olabilir.
Mahmut Makal 1930 yılında Aksaray Demirci kasabasında doğdu orta öğrenimini İvriz Köy enstitüsünde tamamladı.
Mezuniyeti mutakiben yakın bölgede bir köyde öğretmenliğe başladı.
Bu sırada varlık dergisine yazılar göndermeye başladı
Yazıları kısa sürede popüler oldu.
Ocak 1950 de bu yazılar kitaplaştırıldı ve bu kitap 3 ayda 4 baskı yaptı.
Makalkitabında ,bilinen ve kamuoyuna sunulanın aksine köylülerin güç yaşam koşullarını ,yoksulluklarını geri kalmışlıklarını ,güçlü bir gözlemle anlatıyor, yalın ayak ,başı kabak yarı aç yarı tok ,yarı çıplak bit üzerinde yüzen ,çorapsız gezen bir köy tablosu çiziyor idi.
Diğer taraftan o günlerde Türk aydının Anadolu ya ilişkin bilgisi romantik imajların pembe bulutları içinde idi.
Nasıl?
Bir köy çocuğu kalkmış köylüye köye
,köyüne ilişkin eleştiriler getiriyordu.
ve nasıl ?
O günkü yönetim eleştirilebiliyor idi.
Henüz 20 yasında olan Makalın evi kitap basımından kısa bir süre sonra basıldı .kitaplara el kondu.
Makal tutuklanmadan önce,
Yazılarımdan gocunanlar varsın gitsinler ,köyleri görsünler bunlar
Balı bilmeyen köylü olur mu?
Çorapsız köylü çocuğu varmı?
Köyde bit bulunur mu ? demekteler, gitsinlerde görsünler
Şeklinde hissiyatını ifade etti.
30 mart 1950 de Makal tutuklandı muhalefet partisi o günlerde seçimler yaklaştığı için konuyu gündemde tuttu ,bu sayede Ereğli'den yetişen daha sonra Türkiye de köy edebiyatının duayeni ,öncüsü sayılabilecek yazar 1ay tutukluluktan sonra serbest bırakıldı.
Yazar ve eğitimci olan Mahmut Makal 6 yıl kadar köy öğretmenliği yaptı. 1955'te Gazi Eğitim Enstitüsü'nden mezun oldu. İlköğretim müfettişliği yaptı, 1971'de İstanbul Sağır ve Dilsizler Okulu'nda Türkçe öğretmeni iken görevi bıraktı. 1971-1972'de "Bizim Köy Yayınları"nı çalıştırdı. 1972'de Venedik Üniversitesi'ne Türk dili ve edebiyatı derslerdi verdi. 1976'da Karadeniz Bakır İşletmeleri'ndeki görevinden emekliye ayrıldı. Eserlerinden bazıları Almanca, Rusca, Fransızca, İngilizce, Macarca, İtalyanca, Bulgarca, Lehçe, Romence ve İbranice gibi çeşitli dillere çevrildi. Makal 1967'de Unesco tarafından dünya gençliğine örnek insan olarak seçildi.
Mahmut Makalın Eserleri
Bizim Köy (1950)
Köylümden (1952) Hayal ve Gerçek (1957)
Memleketin Sahipleri (1954)
Kuru Sevda (1957)
17 Nisan (1959)
Köye Gidenler (1959)
Kalkınma Masalı (1960)
Eğitimde Yolumuz Nereye (1960)
İplik Pazarı (1964)
Kamçı Teslimi (1965)
Ötelerin Havası (1965)
Yer Altında Bir Anadolu (1968)
Bu Ne Biçim Ülke (1968)
Zulüm Makinesi (1969)
Kokmuş Bir Düzende (1970)
Karanlığı Zorlayanlar (1976)
Köy Enstitüleri ve Ötesi (1979)
Bir İşçinin Günlüğünden (1980)
Mustafa Özyıldız
Kastamonu Üniversitesi/müdür
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.